9.Sınıf Edebiyat Yeni Müfredat 4.Tema Dilin Zenginliği Hikaye Ders Notları PDF, Konu Anlatımı 2024-2025 9.SINIF EDEBİYAT DERS NOTLARI,KONU ANLATIMI YENİ MÜFREDAT, EDEBİYAT DERS NOTLARI YENİ MÜFREDAT, EDEBİYAT DERS NOTLARI PDF, 9.SINIF EDEBİYAT KONU ANLATIMI YENİ MÜFREDAT,9.sinif-edebiyat-4.tema-dilin-zenginligi-ders-notlari-pdf-yeni-mufredat
derskonum.com'un değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.
doğru konum= derskonum
9.Sınıf Edebiyat 4.Tema Dilin Zenginliği Roman Ders Notları PDF (Yeni Müfredat) BİLGİ NOTLARI
- OKUMA: ROMAN
- OKUMA: ELEŞTİRİ
- EDEBİYAT ATÖLYESİ: KONUŞMA
- DİNLEME/İZLEME: OTOBİYOGRAFİ
- EDEBİYAT ATÖLYESİ: YAZMA
- OKUMA: ROMAN kısmında hangi alt başlıklar yer almaktadır ?
KONUNUN ALT BAŞLIKLARI SIRAYLA 👇👇
4.TEMA : DİLİN ZENGİNLİĞİ (ROMAN) BİLGİ NOTLAR PDF İÇERİĞİ
1-Roman Nedir? Özellikleri, Türleri
2-Roman Türünün Tarihi Gelişimi
3-Roman Tahlili Nasıl Yapılır?
4-Romanda Kullanılan Anlatım Teknikleri
5-Üslup Nedir? Anlatımın Özellikleri
6-Roman ve Tiyatronun Yapısal Karsılaştırılması
|
Hazırlayan: Mustafa
ŞAHİN Kaynak: derskonum.com |
9.SINIF
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSNOTLARI YENİ
MÜFREDAT PDF |
|
|
4.TEMA : DİLİN ZENGİNLİĞİ (ROMAN) BİLGİ NOTLAR PDF İÇERİĞİ 1-Roman Nedir? Özellikleri, Türleri 2-Roman Türünün Tarihi Gelişimi 3-Roman Tahlili Nasıl Yapılır? 4-Romanda Kullanılan Anlatım Teknikleri 5-Üslup Nedir? Anlatımın Özellikleri 6-Roman ve Tiyatronun Yapısal Karsılaştırılması |
|
1-Roman
Nedir? Özellikleri, Türleri
Roman Nedir ?
İnsanın başından geçen
serüvenleri, iç dünyasını, toplumsal bir olay ya da olguyu, insan ilişkilerini
ve değişik insanlık durumlarını anlatan edebi türe roman denir.Olmuş
ya da olması mümkün olayları ayrıntıya inerek anlatan uzun yazı türüdür.
Roman
Türünün Özellikleri
*Olay çevresinde
oluşan anlatmaya bağlı uzun bir edebi türdür.
*Kişi sayısı çoktur.
*Olmuş ya da olabilecek olayları
anlatır.
*Kişilerin, özellikle de baş
kişinin yaşayışı ayrıntılı anlatılır. Kişilerin fizyolojik, psikolojik ve
sosyal özellikleri ayrıntılı olarak verilir.
*Ruh çözümlemelerine romanda geniş yer verilir.
*Kahramanlar,
genellikle insandır ancak hayvanların kahraman olduğu romanlar da vardır.(Abbas Sayar'ın Yılkı Atı adlı eserinde
kahraman bir attır.Dünyaca ünlü George
Orwell'in yazdığı Hayvan Çiftliği vs. )
*Genellikle geniş bir zaman
dilimi kapsar.
*Romanın üç ana ögesi olay örgüsü, karakter ve çevredir.
*Romanda
kişiler, genel olarak geniş bir zaman çerçevesinde, hayatlarının akışı içinde
işlenir.
*Olaylar genellikle üçüncü kişi
ağzıyla, kimi zaman da birinci kişi ağzıyla anlatılır.
*Birden
fazla olay ve kişi, geniş bir zaman dilimi ve
çevre vardır. Betimlemeye ağırlık verilir.
*Serim,
düğüm, çözüm bölümlerinden oluşur.
*Anlatımda
mektup, anı, günlük gibi türlerden yararlanılır.
*Konuda
sınır yoktur. Ancak genel konular gerçek
yaşamdan alınır.
|
ROMAN
VE HİKAYE KARŞILAŞTIRMASI |
|
|
BENZERLİKLER |
Her ikisi de olay çevresinde gelişen anlatmaya
bağlı edebi metin türüdür. Her ikisinde de serim,düğüm ve çözüm bölümleri
vardır. (Durum hikâyeleri hariç) Her ikisinde de gerçek veya gerçeğe yakın olaylar
anlatılır. Her ikisinde de olayların geçtiği zaman ve mekân
bellidir. Her ikisinde de yapı unsurları ortaktır.
(Olay-zaman-mekan-kişi-anlatıcı-bakış açısı vs.) |
|
derskonum.com |
|
|
FARKLILIKLAR |
Hikâye kısa ve orta uzunlukta bir yazı türüdür.
Roman ise uzundur. Hikâyede kişi sayısı azdır. Romanda kişi sayısı
fazladır. Hikâyede genelde bir tek olay vardır. Romanda ise
birden fazla. Bazen romandaki bir olaydan hikaye bile çıkabilir. Hikâye olayların sebebini araştırmaz. Roman ise
ele aldığı konuyu, bir mesele haline getirir. Hikâye her zaman tek konu üzerine kurulur. Roman
tek bir konuyu bile bölerek, başka kişilere bulaştırarak çoklaştırır. Hikâye tek boyutludur, roman ise çok boyutludur. Hikâyede betimlemeler yüzeyseldir. Romanda ise hem
çevre hem kişi tasvirleri geniş yer tutabilir. |
•
Tema/Konu
Bir
metinde asıl anlatılmak istenen duygu, düşünce veya hayale; temel çatışmanın
en kısa ve yalın şekilde ifadesine tema denir. Dolayısıyla zaman, mekan, olay ve kişiler
temanın belirlenmesini sağlar.
Tema
daha genel ve soyuttur. Konu ise daha özel ve somuttur..
Örnek:
**Tema: Aşk-- **Konu: Vatan aşkı, Ferhat ile Şirin
aşkı
Tema: Özgürlük ***Konu: ABD'de
siyahilerin özgürlüğü..
*****Tema
yapı unsurları arasında olmasa da yapının tüm unsurlarını bir araya
getirir.******
•
Olay/Olay Örgüsü
Metindeki
kahramanlar arasında geçen her şey "vakıa" olaydır Edebi metinlerde,
eseri oluşturan bütün ögelerin, bir ana tema çevresinde bir araya gelerek belli
bir sistem, düzen oluşturmasına olay örgüsü denir.
|
ÖRNEK OLAY: Bihruz
Bey'in Periveş adında genç bir kadına aşık olarak ailesini ve hayatını hiçe
sayması ve sonunda yaşadığı derin hayal kırıklığı. |
ÖRNEK OLAY ÖRGÜSÜ: 1- Bihruz
Bey,Çamlıca tepesinde, kibar,genç ve güzel bir kıza sırılsıklam âşık olur. |
Kişi Kahramanlar
Anlatılan
olaylar belirli kişiler tarafından gerçekleştirilir ve olaylar sırasında her
kahramanın belli bir rolü bulunmaktadır. Roman kişileri kadro olarak eserde
oldukça zengin bir şekilde yer almaktadır. Kahramanlar genellikle
insanlardan oluşur. Bazı yapıtlarda insan dışı varlıklar kahraman olarak
karşımıza çıkabilir.
Mekan:
*Mekan,
yaşanan olayların sahnesi durumundadır.
*Kişi
ve nesnelerin birbirine olan konumunu gözler önüne serer.
Zaman:
Olayın
gerçekleştiği an-anlar.
Anlatmaya
bağlı metinlerin hiçbiri zaman kavramından bağımsız bir şekilde düşünülemez.
Bir
yapıt içerisinde geçen ve zaman anlamı taşıyan sözler, olayın gerçekleştiği
zamanı ifade eder.
*Belirli-Belirsiz (Zaman
ifadesinin olup olmaması)
*Dar-Geniş (Yaşanılanların
hangi zaman aralığında geçtiği )
·
Anlatıcı:
Anlatmaya
bağlı metinlerde dil, edebi dilin özelliklerini yansıtır.
Metinler,
ya I. tekil kişinin ağzından ya III. tekil kişinin ağzından anlatılır.
I. tekil kişi olayın içindeyken III. kişi ise
ya gözlemci ya da tanık olarak kendini ifade eder.
·
Bakış Açısı
*İlahi
(Tanrısal-Hakim) Bakış Açısı: Anlatıcı, olup
bitenlerden haberdardır, olayda geçen kişilerin düşüncelerini, olayın nasıl
sonuçlanacağını bilir. Anlatım 3. kişi ağzından gerçekleşir.
Erdem arkasına
bakmadan yürüyordu. Sinirliydi. Belli ki onu çok kızdırmışlardı. Öfkesi her
halinden belli oluyordu. Eliyle garip işaretler yaparak hızlı hızlı yürüyor,
bir yandan da eve gidince neler yapacaklarının bir bir planını yapıyordu.
İntikamını mutlaka almalıydı. Bu yapılanlar asla onların yanına kalmamalıydı.
İlk olarak Ahmet’e nasıl bir ceza verebileceğini düşündü. Mutlaka işe
Ahmet’ten başlamalı diyordu içinden. Çünkü onu en çok onun kalleşliği
yıkmıştı. Hâlbuki Ahmet onun yıllardır can ciğer dostuydu. Yediği içtiği
ayrı gitmezdi. Ne oldu da böyle iki kanlı bıçaklı düşman olmuşlardı.
*Gözlemci Bakış
Açısı: Anlatıcı, olayda geçen kişilerin düşüncelerini ve
olayın nasıl sonuçlanacağını bilmez, sadece 3. kişi olarak olup bitenleri
dışarıdan gözlemleyerek anlatır. Bir kamera gibidir.
"O
akşam yağmurlu bir hava vardı. Henüz sonbahar ayları yaşanıyordu. Bekir,
yemeğini erken yemişti ve odasına gidiyordu. Birden kapıya yöneldi,
içeridekilere “Ben biraz hava almaya çıkıyorum.” diye seslenerek dışarı çıktı.
Evlerinin bulunduğu dar sokaktan usulca geçerek sahile doğru yürümeye başladı.
Ara sıra sokağın kuytu bir köşesinde duruyor, aç köpeklerin kavgalarını
izliyordu."
*Kahraman
Bakış Açısı: Olaylar 1. kişi ağzından anlatılır; yani kahraman
olayı kendisi anlatır. Okuyucu, olayı yaşayan kişinin kendisinden dinler.
"Simit
yiyerek yürüyorum. Tek tük geçenler dönüp bana bakıyorlar. Kılığı düzgün bir
adamın sokakta simit yemesi yasak gibi. Bütün yasaklar gibi bunun da kaçamak
yolu yok mu? Simidi kırdım ve ceketimin cebine attım . Tek elimle bir lokma
kopararak kimseye sezdirmeden bitirdim"
.
Romanda
yapı unsurları derken temelde Olay-Zaman-Mekan-Kişiler
ana unsur olarak alınmalı.
Tema-Anlatıcı ve Bakış Açısı ise yan unsur olarak ifade edilmelidir.
|
Roman Türleri |
|
|
•
1. Akımlarına Göre Romanlar |
•
2. Konularına Göre Romanlar |
|
a) Klasik Roman: b) Romantik Roman: c) Realist Roman: ç) Natüralist Roman: d-Egzistansiyalist roman: e-Modern roman: f-Postmodern roman: |
a- Sosyal roman: b- Tarihî roman: c- Macera (Serüven) Romanı: d-Polisiye romanlar ve egzotik romanlar e-Egzotik Roman g- Psikolojik (tahlil-çözümleme) Roman: g-Fantastik roman: h-Bilim kurgu romanı: |
Romanlar bağlı oldukları edebî akımlara ve konularına göre
sınıflanabilir.
1. Akımlarına Göre Romanlar
a) Klasik Roman: Klasisizm akımı
etkilidir.Bu akımda roman türü çok az gelişmiştir. Çünkü akım tiyatroda etkilidir.M. de La Fayette'in
Princesse de Cleves adlı
romanı, klasik romanın önemli bir örneğidir.
b) Romantik Roman: Klasik akıma
tepki olarak doğan Romantizm, olayların duygusal açıdan yansıtılmasına önem
verir ve kuralcılığı reddeder. Victor Hugo'nun Sefiller'i, Namık
Kemal'in İntibah'ı bu
akıma uygun örneklerdir.
c) Realist Roman: Olayları,
insanları ve toplumları gerçekçi açıdan yansıtan romanlardır. Stendhal'in Kızıl ile
Karası Tolstoy'un Savaş ve Barış'ı, Halit Ziya'nın Mai ve Siyah'ı realist akımın
etkisindedir.
ç) Natüralist
Roman: Olayları
ve kişileri bir bilim adamı gözüyle inceleyen natüralist romancılar
gerçekçiliği ileri boyutlara götürmüşlerdir. Emile Zola'nın
Meyhane'si, Alphonse Daudet'in Jack'i natüralist roman örnekleridir.
derskonum
d-Egzistansiyalist
roman: Bilinçaltının
ve felsefi düşüncelerin üzerine yazılan romanları kapsar.Sartre’nin "Bulantı" isimli
romanı bu roman türünün bir örneğidir.
e-Modern roman: Romandan olay
örgüsü, zaman, mekan, kahraman gibi öğelerinin değiştirilmesiyle ortaya çıkan
yeni bir roman türüdür. Modernizm etkilidir. James Joyce’un Ulysses isimli romanı bu roman türünün bir
örneğidir.
f-Postmodern roman: Söylemsel olarak
mimaride başlayıp gelişen, kurumsal, kuramsal ve düşünsel alanlarda hızla
yayılan bir roman türüdür. Umberto
Eco’nun Gülün Adı isimli romanı ve İtalio Calvino (Bir Kış Günü Eğer
Bir Yolcu ) romanıbu roman türünün bir örneğidir.Türk edebiyatında ise;
Oğuz Atay (Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Korkuyu Beklerken),Orhan Pamuk
(Benim Adım Kırmızı, Kara Kitap, Yeni Hayat), Elif Şafak, (Mahrem, Pinhan, Bit
Palas, Baba ve Piç) postmodern roman örnekleridir.
kaynak:derskonum.com
2.
Konularına Göre Romanlar
a-
Sosyal roman: Toplumsal
sorunları işleyen romanlar bu gruba girer. Bu tür romanlarda sosyal olay ve
olguların (ihtilaller, sınıfsal kavgalar, ırkçılık, köyden şehre göç,
yoksulluk...) nedenleri üzerinde durulur. Sosyal romanlar töre romanları ve
tezli romanlar olmak üzere iki gruba ayrılır.
Aşağıdaki eserler de sosyal romanlara
örnektir:
§
Sefiller
(Victor Hugo) *Meyhane
(Emile Zola)
§ Gazap Üzümleri (JohnSteinbeck) *Bereketli Topraklar Üzerinde (O. Kemal)
b- Tarihî roman: Bu tür romanlar, tarihin değişik dönemindeki olayları işler. Kahramanlar gerçek veya düşsel olabilir. Ancak anlatılanlar tarih gerçeklerine çoğu kez uygundur. Tarihsel roman, Romantizmin bir ürünüdür. Dünya edebiyatında bu türün ilk örneğini İngiliz yazar Walter Scott vermiştir. Türk edebiyatında ise tarihi romanın ilk denemesi Ahmet Mithat'ın Yeniçeriler adlı romanı sayılabilir. Batılı anlamda ilk tarihsel romanız, Namık kemal'in Cezmi'sidir.
Aşağıdaki eserler de tarihsel romanlara örnek
gösterilebilir:
§
Waverley-Ivanhoe
(Walter Scott) -Monte
Cristo (Alexandre Dumas)
§ Taraş Bulba (Gogol) -Salambo (G.
Flaubert) -Devlet Ana
(Kemal Tahir)
§ Küçük Ağa (Tarık Buğra) -Deli Kurt (Nihal Atsız)
§
c- Macera (Serüven) Romanı: Günlük yaşamda
her zaman rastlanmayan, şaşırtıcı, değişik ve esrarlı olayları konu edilen
romanlardır. Bu tür romanlarda olaylar, okuyucuyu şaşırtacak ve
heyecanlandıracak biçimde gelişir..
Macera romanlarına şu örnekler
verilebilir:
§
Robinson
Crusoe (Daniel Defoe)İki Sene Mektep Tatili (Jules Verne)-Define Adası (Stevenson)- Kim (Rudyard Kipling)-Hasan Mellah (A. Mithat Efendi)
§
d-Polisiye romanlar ve egzotik romanlar
Bu
romanlar macera romanları kapsamında düşünülebilir. Polisiye romanlarda
hırsızlık, soygun ve cinayet olayları işlenir. İngiliz yazar A.
Christie'nin Nil'de Ölüm, Şark Ekspresinde Cinayet gibi eserleri bu türe örnektir.
Egzotik romanlarda ise Avrupa'ya uzak ülkelerin manzaralarını, oralarda
yaşayanların töre ve geleneklerini anlatmak esastır. Piyer Loti'nin İzlanda Balıkçısı adlı romanı,
egzotik bir roman örneğidir.
Bu roman
türüne Sir Arthur Conan Doyle’un Sherlock Holmes isimli
romanı örnek verilebilir.Günümüzde Türk edebiyatında bu türde en güzel
örnekleri Ahmet Ümit vermektedir.
Yazarın Kırlangıç Çığlığı, Elveda Güzel
Vatanım, Masal Masal İçinde, Beyoğlu'nun
En Güzel Abisi, Sultanı Öldürmek, Bab-ı Esrar, Kar Kokusu gibi romanları bu türe
örnektir. kaynak: derskonum.com
e-Egzotik romanlarda ise Avrupa'ya uzak ülkelerin manzaralarını, oralarda
yaşayanların töre ve geleneklerini anlatmak esastır. Piyer Loti'nin İzlanda
Balıkçısı adlı romanı, egzotik bir roman örneğidir.
f- Psikolojik (tahlil-çözümleme) Roman: Bu tür
romanlara "tahlil romanı" da denir. Psikolojik ro-manlarda
roman kahramanlarının ruh çözümlemeleri yapılır; onların insanlara, olaylara ve
topluma bakışı yansıtılır.
Psikolojik roman türünün ilk örneği M. de la Fayette'in La
Princesse de Cleves adlı
eseridir.
Türk edebiyatında bu türün ilk örneği
ise Mehmet Rauf'un Eylül adlı romanıdır.
Aşağıdaki eserler psikolojik roman
türünün diğer örnekleridir:
§
Genç
Werther'in Acıları (Goethe) *
§ *Suç ve Ceza (Dostoyevski)*
§ *9. Hariciye Koğuşu -Bir Tereddüdün Romanı
(Peyami Safa)
§
Ruh
Adam (Hüseyin Nihal Atsız)
g-Fantastik roman: Varlığı kesin olmayan, hayal ürünü öğeleri içeren ve hayal
gücü ile yazılan romanlardır. Bu roman türüne J. R. R. Tolkien’in Yüzüklerin
Efendisi isimli romanı örnek verilebilir.
h-Bilim kurgu romanı: Yakın gelecekte yada uzak
gelecekte olabilecek olayların anlatıldığı roman türüdür. Bu roman türüne
Isaac Asimov’un Ben Robot isimli romanı örnek verilebilir.
ı-Otobiyografik Roman: Bir kişinin
kendi hayatını roman şeklinde yazmasıyla oluşur. Dünya Edebiyatında Stefan Zweig'ın yazdığı Dünün Dünyası ve edebiyatımıda Necip Fazıl Kısakürek'in yazdığı Kafa Kağıdı eserleri bu türe örnektir.
j-Biyografik Roman: Bir yazarın başka bir kişinin hayatını roman şeklinde yazmasıyla oluşur. Ayşe Kulin’in, yakın akrabası da olan Aylin isimli bir kadının yaşamını anlattığı Adı Aylin eseri ve Oğuz Atay’ın kendi hocası olan Prof. Mustafa İnan’ı yazdığı Bir Bilim Adamının Romanı bu türe örnektir.
2-Roman Türünün Tarihi Gelişimi
Miguel
de Cervantes‘in (Migel de Sörvantes) Don Kişot‘u 16. yüzyılın sonlarına
doğru 17. yüzyılın başlarında yazılmıştır (1605) ve eser roman türünün ilk başarılı örneği
kabul edilir.17. yüzyılda İngiltere’de Daniel Defoe (Danyel Döfo)
“Robenson Cruze (Robinson Kruzo)”yu, Jonathan Swift (Canıtın
Svift) “Guliver’in Gezileri” bu türün ilk örneklerindendir.
Bu türün yetkin örnekleri ise 19. yüzyılda verilmeye
başlanmıştır. Roman bir tür olarak karakteristik
özelliklerini romantizm ve realizm akımları sayesinde 19.
yüzyılda kazanmıştır:
Roman türü
özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda gelişmiştir. Bu yüzyıllarda İngiltere, Fransa
ve Rusya romanın en geliştiği ülkeler olmuştur.
Roman türünün
Batı ülkelerinde tanınan bazı yazarlarını sıralarsak :
İspanyol edebiyatında
Cervantes; Don Kişot
Fransız edebiyatında
Victor Hugo’nun Sefiller, Balzac’ın Vadideki Zambak, Flaubert’in Madam Bovary, Stendhal’ın Kırmızı ve Siyah,
Alman edebiyatında
Goethe’nin Genç Werther’in Acıları,
İngiliz edebiyatında
Charles Dickens’ın İki Şehrin Hikâyesi, Daniel Defoe’nun Robinson Crusoe;
Rus edebiyatında
Dostoyevski’nin Suç ve Ceza, Tolstoy’un
Savaş ve Barış; Gogol’un Ölü Canlar; Gorki’nin Ana;Turgenyev’in Babalar
ve Oğullar;
Amerikan edebiyatında
Jack London’ın Beyaz Diş; John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar, Ernest Hemingway’in
Yaşlı Adam ve Deniz, Çanlar Kimin İçin Çalıyor;
Kırgız
Edebiyatında Cengiz Aytmatov’un Gün Olur Asra Bedel, Beyaz Gemi dünya çapında önemli romanlardan bazılarıdır.
Türk Edebiyatında Roman:
Türk
edebiyatında çağdaş anlamda roman Tanzimat’tan sonra görülür. Nedeni: Türk
edebiyatının Tanzimat dönemiyle birlikte Batı etkisine girmesi. Önceki
dönemlerde Arap-Fars edebiyatının etkisindeydi. Roman Batı'da ortaya çıkan bir
tür olduğu için.Bizde de Batı etkisinde gelişen ilk dönem olan Tanzimat
döneminde görülmüştür. Tabi doğal olarak yabancısı olduğumuz bu tür başta
çeviri ile edebiyatımıza girmiş daha sonra yerli ürünler verilmiş ve roman
kalitesi oturmaya başlamıştır.
Tanzimat’tan
önce roman ve hikâye gereksinimini karşılayan halk hikâyeleri, mesneviler,
meddah hikâyeleri gibi nazım ve nesir halinde eserler vardı.
–
Edebiyatımızda ilk roman bir çeviri eseri olan Kamil Paşa’nın yaptığı Telemak’tır.
–
Edebiyatımızda ilk yerli roman Şemsettin
Sami'nin Taaşşuk-ı Talat ve
Fitnat adlı eseridir.
–
Edebiyatımızda ilk edebi roman, Namık Kemal’in “İntibah” adlı eseridir
–
Edebiyatımızda ilk tarihi roman, Namık Kemal’in “Cezmi” adlı eseridir.
– Edebiyatımızda ilk köy romanı ve ilk
natüralist roman Nabizade Nazım’ın “Karabibik” adlı eseridir.
– Edebiyatımızdaki
ilk realist roman Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası’dır.
– Edebiyatımızda ilk psikolojik roman, Mehmet Rauf 'un Eylül adlı romanıdır.
–
Edebiyatımızda ilk polisiye roman Ahmet
Mithat Efendi'nin "Esrar-ı
Cinâyât"
– Edebiyatımızdaki
ilk psikolojik roman denemesi ve ilk tezli roman Nabizade Nazım’ın Zehra adlı eseridir.
-Batılı
anlamda ilk roman ise Halit Ziya Uşaklıgil'in "Mai ve Siyah" adlı eseridir.
–
Edebiyatımızda ilk kadın romancı Fatma Aliye’dir.
– En başarılı psikolojik roman yazarımız: P.Safa / 9.Hariciye koğuşu
– Kurtuluş savaşımızı doğrudan işleyen roman: Halide Edip Adıvar'ın Ateşten Gömlek adlı eseridir.
· Edebiyatımızda ilk post-modern roman: Oğuz Atay-Tutunamayanlar

Kaynaklar: *derskonum.com *onedebiyat.net
*9.Sınıf Edebiyat
Kitapları
HAZIRLAYAN: Mustafa Şahin EDEBİYAT
3-Roman
Tahlili Nasıl Yapılır?
Geleneksel
ve kabul edilmiş yöntemle roman tahlili şu şekilde yapılmaktadır:
A. Şekil Yönüyle İnceleme
1. Romanın İsmi 2.
Romanın Yazarı
3. Romanın Basıldığı Yer ve Tarih 4.
Romanın Yayınevi veya Yayımlayanı
5. Romanın Ebatları 6.
Romanın Sayfa Sayısı
B. İçerik Yönüyle İnceleme bu en yaygın inceleme şeklidir. aşağıda verilenler
romandan hareketle
sırayla
bulunur ve kaleme alınır..
ÖRNEK ROMAN TAHLİLLERİ İÇİN TIKLAYINIZZ..
1. Olayın (vakanın) Özeti: - Romanın Olay Örgüsü
2.
Kişi Kadrosu (Kişiler-Şahıslar)
a. Asıl Kişiler- b. Yardımcı Kişiler:
3.
Olayın Geçtiği yerler (Mekânlar):
4. Zaman
a. Kronolojik Zaman b. Zamanda Geriye Dönüşler:
5. Anlatıcının ve Bakış Açısısının Tespiti
a-Anlatıcı: ( 1.Kişi- 3.Kişi)
b-Bakış Açısısı
( a. Hakim (ilahî) Bakış Açısı-b.
Kahraman Anlatıcının Bakış Açısı -c. Gözlemci Bakış Açısı)
6. Dil ve Anlatım Özellikleri
a. Anlatım Türleri b. Dil ve Üslup
özellikleri
7. Romanın Türü
a. Akımı açısından b. Konusu açısından
8.Romanın Konu ve Teması
4-Romanda Kullanılan Anlatım Teknikleri
1-Anlatma 2-Gösterme 3- Özetleme 4-Diyalog 5-İç Konuşma 6- İç
Çözümleme
7-Bilinç
Akışı 8-Tasvir(Betimleme) 9-Portre 10-Mektup
Anlatma Tekniği
Anlatma tekniğinde okuyucu ile eser (romanda, hikayede vb.) arasına
anlatıcı girer. Okuyucu hemen her şeyi anlatıcı kanalıyla görür ve öğrenir.
Okuyucunun dikkati anlatıcı üzerinde yoğunlaşır.
Örnek:
"Haftada iki gece dostlara danslı çay veriliyor, en aşağı iki üç
gece de başkalarının davetine gidiliyordu. Aşağı sofa ile taşlık arasındaki
camekân kaldırılmış, delik deşik duvarlar sarı yaldızlı bir kâğıt ile
kaplanmıştı. Davet akşamları taşlıktaki su küpü, sofadaki yemek masası ve daha
başka hırdavat eşya mutfağa taşınıyor, yukarıdan kilimler, iskemleler, süslü
yastıklar indirilerek bir kabul salonu dekoru kuruluyordu." (R.N.
Güntekin, Yaprak Dökümü)
Gösterme (Sahneleme) Tekniği:
Olaylar, kişiler, varlıklar okuyucuya doğrudan sunulur. Anlatıcı, okuyucu ile
eser arasına girmez. Okuyucunun dikkati eser üzerinde yoğunlaşır.
Örnek: "Küçük Ağa başını kaldırdı ve soran
gözlerle baktı. Doktor çevik bir davranışla ayağa kalkmıştı. Gidecekti artık.
Onun hâlâ soran gözlerine dost gözlerle bakarak:
__ Çünkü, dedi. Küçük Ağa'nın siz oluşu.. yani.. nasıl söylemeli?.. Anlıyor
musunuz veya anlatabiliyor muyum bilmem... Sizin gibi genç, güçlü, kuvvetli..
ve bilhassa bilgili, akıllı biri oluşu... Kısacası işte siz oluşunuz benim için
hususî bir kıymet ve ehemmiyet taşıyor." (Küçük Ağa)
Özetleme Tekniği:
Varlığı belirgin şekilde hissedilen anlatıcı olayları, kişileri veya diğer
unsurları özetleyerek anlatır.
Örnek: "Ali Rıza Bey, Babıâli
yetiştirmelerinden bir mülkiye memuruydu. Otuz yaşına kadar Dahiliye
kalemlerinden birinde çalışmıştı.Belki ölünceye kadar da orada kalacaktı. Fakat
kız kardeşiyle annesinin iki ay ara ile ölmesi onu birdenbire İstanbul'dan
soğutmuş, Suriye'de bir kaza kaymakamlığı alarak gurbete çıkmasına sebep
olmuştu." (R.N. Güntekin, Yaprak Dökümü)
Diyalog Tekniği:
*Kahramanların
karşılıklı konuşmalarına dayanan anlatım tekniğidir.Metne akıcılık
kazandırır.Diyalog tekniğinde konuşmalar, kitabi değildir.Kahramanlar, sosyal
statülerine uygun biçimde konuşturulur.
Örnek:
— Canım, neden söküyorsunuz? dedim.
— Mühendis Ahmet Bey söktürüyor.
— Ne yapacak bunları?
— Yukarıda deri tüccarı Hollandalı
var ya hani, onun bahçesini düzeltiyorlar da...
— İngiliz çimi alsın, eksin,
mademki herif zengin...
İç Konuşma (Monolog) Tekniği:
*Kahramanların
içsel konuşmalarını aktarmaya dayanan anlatım tekniğidir.Karakterin
duygularının ve düşüncelerinin, belirli bir mantık sırasıyla, karakterin
ağzından olduğu gibi anlatılmasıdır.İç konuşma tekniğinde, kahramanın duygu ve
düşünceleri sesli düşünme şeklinde yansıtılır.Bu anlatım tekniğinde kahraman,
karşısında biri varmış gibi kendi kendine konuşur. Bu teknik, karakterin iç
dünyasının okuyucu tarafından anlaşılmasında çok önemli bir yer tutar.
Örnek: “Simit yiyerek yürüyor. Tek tük
geçenler dönüp ona bakıyorlar. Kılığı düzgün bir adamın sokakta simit yemesi
yasaktır. Bütün yasaklar gibi bunun da kaçamak yolu yok mu? Simidi kır, cebine
sok. Tek elinle bir lokma koparıp kimseye sezdirmeden ağzına at. Ama, ben
dişlerim sağlamken ısıracağım."(Yusuf Atılgan-Aylak Adam)
İç Çözümleme Tekniği:
*Anlatı
türleri içerisinde kahramanların iç dünyası, duygu, düşünce ve hayallerinin
ifade edildiği bir anlatım tekniğidir.
*Bu
çözümleme tekniği bilinç akışı tekniğiyle karıştırılabilmektedir.
Örnek:
“Eve gitse, biliyordu, gece yarısına dek
başka bir şey yapamadan, yukarıdakilerin patırtısına sövecekti… Bol gürültülü,
bol dumanlı meyhanelerden birine girdi. Tezgâhın önünde bir boş yer bulup
oturdu. Yaklaşan garsona, - Şarap, dedi. Garson, sanki salt onun için
buradaymış gibi eğildi. Sanki ötekiler duyacak diye korkuyordu.”
(Yusuf Atılgan; Aylak Adam)
Bilinç (Şuur) Akışı Tekniği:
*Kişilerin
duygu ve düşüncelerini, herhangi mantıki bir bağ ve gramer kuralı endişesi
taşımaksızın, düzensiz bir şekilde ve çağrışım ilkesi paralelinde doğrudan
doğruya okuyucuya aktarmaktan ibarettir..
*Bilinç
akışında, iç konuşmadan farklı olarak cümleler arasında mantık ilişkisi
zayıftır.Bir kişinin sayıklaması gibi aktarılır.
*Bilinç
akışı ile iç konuşma tekniği genellikle iç içe kullanılır.
Örnek:
“Yollar kalabalıktı. Baktığı yeri gözlerinden en
uzun sakladıkları için en çok Bebek tramvayına kızıyordu. Devetüyü paltolu bir
kadın görünce yüreği çarptı; ama o değildi. Şapkalıydı. Kalktı. Kapıya yürürken
duvardaki takvimi gördü. 7 Mart Cumartesi yazılıydı. 27’nin yarısı kara yarısı
kırmızıydı. Rahatladı. İşte boşuna beklemişti. İnsanların düzeninde bütün
ayrıntılar önemliydi. Günlerin adı bile… Bugünün cumartesi olduğunu bilseydi
saat birde onu görürdü.”
Tasvir (Betimleme) Tekniği:
Betimleme en
yalın biçimiyle sözcüklerle resim çizme işidir. Varlıkların niteliklerini, bu
varlıkların duyularımız üzerinde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektir.
Örnek:“Başımızın üstünde her zaman
yeşil, iğne yapraklı dallardan örülü bir çatı var. Dallar öylesine sık ki,
güneş ışığı aşağıya süzülemiyor bile. Ormanın içine doğru kilometrelerce uzayıp
giden toprak bir yol
Portre Tekniği:
Portre:
Kişilerin dış görünüşlerini (fiziksel) ve karakterlerini (ruhsal durum) tanıtan
betimlemedir. Kişi betimlemelerine portre denir. Portre; fiziksel portre ve
ruhsal portre olarak ikiye ayrılır.
a. Fiziksel portre: Kişilerin
dış görünüşlerinin anlatıldığı betimlemedir. Betimlemede kişiyi, diğer kişilerden
ayıran fiziksel özellikler belirtilir. Portresi çizilen kişi hakkında özel
görüş ve izlenimler de verilebilir.
b.
Ruhsal portre: Kişilerin karakter özelliklerinin anlatıldığı betimlemedir.
Mektup Tekniği:
Bu
teknikte yazar romanın akışına yani olay ve duruma müdahale etmez.Karakterlerin
duygu ve tepkileri mektup aracılığıyla akuyucuya sunulur. Bu teknikle yazılan
romanlarda mektup olayların en önemli olduğu anda okuyucuya sunulur ve böylece
romana heyacan katar. Hatta bazı romanlar mektup şeklinde bile yazılmıştır.
Halide Edip Adıvar "Handan"ı buna iyi bir örnektir.
5-Üslup Nedir? Anlatımın Özellikleri
Üslup Nedir?
Sözlük anlamı “tarz, yol, usül”dür. Edebiyat terimi olarak
üslup, dilsel araç ve olanaklardan yararlanarak düşünce, duygu, hayal ve
eylemlerin özgün, kişisel bir yaklaşımla ifade ediliş biçimi, anlatılış tarzı.
Kısaca yazarın anlatım tarzıdır.
Anlatım Nedir? Bir düşünceyi,
duyguyu, tasarıyı, konuyu söz ya da yazı ile dile getirme işi.
Anlatımda
Açıklık : Anlatılacak
halin ve olayın betimlenecek görünüşün, sezginin, dile getirilecek duygunun ve
düşüncenin açık ve net bir şekilde belirmesidir
Anlatımda
Akıcılık : Sözlü
veya yazılı ifadenin hiç bir engele uğramadan akıp gitmesi ses akışını bozan
söylenmesi güç seslere yer verilmemesi ve gereksiz söz tekrarlarından
kaçınılmasıdır.
Anlatımda Duruluk : Kelime ve cümle düzeyinde gereksiz ifadelere
yer verilmemesi karmaşık cümle yapılarından kaçınılması gerekli yerlerde deyim
ve terimlerin kullanılmaması ile oluşan bir anlatımdır. Kısaca duruluk gereksiz
kelime, kelime grubu ve eklere yer verilmemesidir.
Anlatımda Yalınlık : Metnin ve dil ifadesinin sade, gösterişsiz
olması kullanılmayan söz ve söz öbeklerine yer verilmemesi söylenmek
istenilenin kısa ve kesin ifadelere aktarılmasıdır.
Anlatımda Özlülük : Duruluk ve yalınlıklarda ilgili olan bu kavram
anlatılmak istenenlerin ayrıntıya girilmeden aktarılmasıdır.
Anlatımda (İçtenlik) Doğallık : Anlatımda kişinin yapmacık olmadan,
candan ve yürekten davranmasıdır.
Anlatımda Tutarlılık : Kişinin anlatııklarının daha önce
söyledikleriyle çelişmediği anlatımdır.
Anlatımda Özgünlük : Anlatım nitelikleri
bakımından, benzerlerinden farklı ve üstün bir tarzı olan anlatımdır.
Anlatımda İnandırıcılık : Anlatılanların mantık çerçevesine
oturması, kanıtlanabilmesi ve nesnel olmasıdır.
Anlatıma Etkileyicilik : Ele alınan konunun okuyucuda algılayış ve
davranış değişikliklerinin oluşmasını sağlayan anlatımdır.
Anlatımda Sürükleyicilik : Anlatımda merak duygusunun uyanık
tutulduğu ilgi ve dikkatin üzerinde yoğunlaşmasını sağlayan anlatımdır.
Anlatımda İlginçlik : Anlatımda daha önce söylenenlerden
yazılanlardan farklı konular yakalanmasıdır. Bu anlatımda kıvrak bir zeka ve
kendine özgü bir dil kullanılmalıdır.
Anlatımda Ciddiyet : Düşünce, istek, emir ve yasakların günlük
konuşma dilinin samimi havası dışında daha resmi hitap ve söyleyiştende
anlatılmasıdır.
Anlatımda Bağlaşıklık : Bir metinde dil ögelerinin dil bilgisi
kurallarına uyularak yan yana getirilmesiyle oluşan bir kavramdır. Bağlaşıklığa
uyulmadığı takdirde cümle içerisinde anlatım bozukluğu ortaya çıkabilir. Bunlar
bazen bir ekin bazende bir kelimenin eksikliğinden kaynaklanabilir.
Örnek : Yanlış
: Bu sabah istasyon onunla karşılaştım. Doğru
: Bu sabah istasyonda onunla karşılaştım
Yanlış : Sütü
az, çayı hiç
sevmem Doğru
: Sütü az severim, çayı hiç sevmem.
Anlatımda Bağdaşıklık : Dil ögelerinin ifade ettiği durum ve
hususlar arasındaki bağlantılarına bağdaşıklık denir. Bağdaşıklığa uyulmadığı
takdirde anlamsal olarak anlatım bozuklukları ortaya çıkar.
Örnek : Yanlış : Çam fidanlarını özenle ektiler. Doğru
: Çam fidanlarını özenle diktiler.
Anlatımda Bağdaştırma : Kelimelerin yeni bir anlam ifade etmek için
yan yana getirilerek oluşturduğu söz gruplarına bağdaştırma denir. Yaygın olan
ifadelerle oluşturulmuş bağdaştırmalara alışılmış bağdaştırma birbiriyle
uyuşmayan kelimelerden meydana gelen bağdaştırmalara alışılmamış
bağdaştırma denir.
Örnek : Dilsiz
insan ( Alışılmış Bağdaştırma )---Dilsiz hayaller ( Alışılmamış
Bağdaştırma )
Anlatımda Bağlam : Kelime, kelime gruplarının ya da cümlelerin
metinde bulunduğu yere bağlı olarak farklı anlamlar kazanmasına denir.
Örnek : Bugün
hava çok soğuk, bizi soğuk karşıladı.
6-Roman
ve Tiyatronun Yapısal Karsılaştırılması
|
Roman
ve Tiyatronun Yapısal Karsılaştırılması |
||
|
|
|
|
|
Ölçüt |
Roman |
Tiyatro |
|
Yapısal Unsurları |
Olay-zaman-mekan-kişiler |
Eser, dramatik
örgü,kişiler, sahne, dil-ifade,seyirci, oyuncu, yönetmen, vs. |
|
Metin Türü |
Anlatmaya bağlı metin |
Göstermeye bağlı metin |
|
Metnin Sunuşu |
Yazar metin-yazı aracılığıyla sunar. |
Yazılı metni oyuncular sahneleyerek sunar. |
|
Metnin Merkezi |
Merkezde olay vardır. |
Merkezde olay vardır. |
|
Metinde Kişiler |
Kurmaca kişilerdir. |
Kurmaca kişileri canlandıran oyuncular vardır. |
|
Metinde Mekan |
Kurmaca bir mekan vardır. |
Kurmaca mekan, dekor ve aksesuar kullanılarak sahneye aktarılır. |
|
Metinde Zaman |
Zaman belli-belirsizdir.Yazar ifade eder. |
Zaman eserden ve sahne dekorlarından
yararlanılarak görselleştirilmeye çalışılır. |
|
Metindeki Anlatıcı |
Metnin anlarıcısı vardır. 1. veya 3.kişidir. |
Metinde anlatıcı yoktur. |
|
Metinlerin Dili |
Genelde açık bir dil kullanılır.Dili okuyucu
hisseder. |
Toplumun anlayacağı dil kullanılır. Eserin
ötesinde oyuncunun ifadesi de önemlidir. |
|
Metinlerin Üslubu |
Yazara göre değişir. Yazarın öznel tutumu ile
şekillenir. |
Eserde üslup yer alsa da oyuncuların tarzıyla ve
ifadesiyle şekillenen bir durum söz konusudur. |
Kaynaklar: *derskonum.com *onedebiyat.net *9.Sınıf Edebiyat Kitapları
HAZIRLAYAN: Mustafa Şahin EDEBİYAT
...
