derskonum.com'un değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.
Derskonum.com ailesi olarak her dönem olduğu gibi yeni dönemde de sizler için kitap cevapları, konu anlatımı, pdf ders notları ile her zaman yanınızdayız..
Bu sayfamızda siz değerli takipçilerimiz için 11.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kitap Cevapları ATA Yayıncılık 2025-2026 üzerine bir paylaşım yapacağız.
İyi çalışmalar..
doğru konum= derskonum
destek olmak için lütfen LİNK paylaşınız
CEVAPLAR AŞAĞIDA
Sizde eğer bize ve tüm eğitim camiasına yardımcı olmak adına hazırladığınız yazılıları-notları-soruları-videoları paylaşmak isterseniz mail adresinden bize ulaşabilirsiniz.
İyi çalışmalar..
doğru konum= derskonum
destek olmak için lütfen paylaşınız
DİKKKKAAATTT:👇👇
👉👉DİĞER SAYFALARIN CEVAPLARI İÇİN TIKLAAAAAAA
5. Metindeki zaman ve mekân unsurlarının özelliklerini belirleyiniz.
5. Zaman ve Mekân Unsurlarının Özellikleri
| Unsur | Özelliği / Rolü |
|---|---|
| Zaman | Hikâye büyük oranda geçmiş ile şimdiki zaman arasında gidip gelen bir anlatıma sahip: anlatıcı, oğlunun küçükliği dönemine, ilk dişine, ilk sözlerine, sokak ve okul yıllarına dair anılarını hatırlıyor. Bu, geriye dönüş (flashback) tekniğiyle sağlanıyor. Şimdiki zaman ise anlatıcının evde olup bitenleri gözlemlediği anlar; örneğin karısının gecenin bir vakti pencerede olması, oğulun eve gelmemesi vb. Bu zaman geçişleri okuyucuya oğulun değişimini, anne babanın beklentileri ile gerçekle yüzleşmelerini daha etkili biçimde gösteriyor. |
| Mekân | Ev ortamı (oturma odası, yatak odası, pencere önü, mutfak, seccade, semaver vb.) iç dünyayı dışa yansıtacak şekilde kullanılmakta: ev, aile yaşantısının, ait olma duygusunun simgesi. Mekânın zamanla “soğuklaşması”, “sessizliğin” hâkim olması, evin eskisi gibi hissedilmemesi gibi betimlemeler bir mekân değişiminden ziyade mekân üzerindeki duygusal atmosferin değişimini gösteriyor. Ayrıca “renksiz, sessiz, serin kuşluk vakti” gibi tabirlerle günün zamanı da mekân atmosferine ekleniyor; mekân + zaman atmosferi duygusal tınıyı belirliyor. |
6. Metindeki anlatıcı ve bakış açısını tespit ediniz.
6. Anlatıcı ve Bakış Açısı
-
Anlatıcı: Hikâye, oğluna karşı endişeleri olan bir baba anlatıcı tarafından anlatılıyor. Anlatıcı “biz, evimiz, karım, sen, oğlumuz” gibi “biz‑siz” ilişkiler içinde; özellikle “ben” ile “anne‑baba” kimliğini taşıyor. Yani birinci tekil kişi (“ben”) anlatıcı var.
-
Bakış Açısı:
-
Kahraman anlatıcı: Anlatıcı, hikâyedeki ana kişilerden biri; hem gözlemci hem duygusal olarak içte olan biri. Oğlun davranışlarını, annenin halini, evin durumunu hem dışarıdan hem içeriden gözlemliyor.
-
Sınırlandırılmamış iç bakış / ilahi bakış açısı (omnisient öğeler): Anlatıcı, oğlunun iç dünyasını tahmin ediyor, duygularını okuyormuş gibi betimliyor; geçmişteki anıları getiriyor okuyucuya. Okuyucuya oğlun düşünceleri, değişimi, huzursuzluğu sezdiriliyor. Bu, anlatıcının oğlunun ne hissettiğini dile getirmesi ile oluyor.
-
7. Yazarın biyografisinden de yaralanarak “Oğlumuz” adlı hikâyenin yazarın tanınmasına katkısını, edebiyat ve toplum hayatındaki akislerini değerlendiriniz.
7. Yazarın Biyografisinden Yararlanarak “Oğlumuz” Hikâyesinin Yazarın Tanınmasına Katkısı ve Edebiyat-Society Etkileri
-
Tarık Buğra’nın biyografik önemli noktaları:
-
1918’de Akşehir’de doğdu; hayatının erken dönemleri taşra çevresi, aile ortamı ile geçti.
-
Liselerde edebiyat tutkusu gelişti; İstanbul Lisesi, Konya Lisesi gibi yerlerde okudu; yazma yönelimi lise yıllarında başladı.
Yükseköğrenime İstanbul’da başladı ama mali ve başka sebeplerle okulu tamamlamadan ayrıldı.
Gazetecilik faaliyetleri de oldu; yazı, dergi‑gazete işleriyle uğraştı. Eserlerini edebiyatla toplumsal gözlemleri arasında köprü kurarak yazdı.
-
-
“Oğlumuz”un yazar için önemi:
-
Buğra’nın öykücülük kariyerinde Oğlumuz hikâyesi erken sayılır; yayımlanış tarihi 1949’dur.
-
Hikâye, Cumhuriyet Gazetesi’nin düzenlediği yarışmada önemli bir başarı elde etmiştir; Buğra’yı edebiyat çevrelerine tanıtır.
-
Bu eser, Buğra’nın insan psikolojisine, aile içi duygu çatışmalarına, toplumsal ve bireysel değişim sürecine eğilen yönünü ortaya koyar; yazarın “atmosfer yazarı” olarak nitelenmesinin bir yönünü sergilemiştir.
-
-
Edebiyat ve toplum üzerindeki aksleri:
-
Okuyucuya, aile ve birey arasındaki güçlü duygusal bağları, beklentilerin değişimini, gençlik ile yaşlılık arasındaki düş kırıklıklarını düşündürtür. Aile içi empatiyi artırır; anne babaların çocuklarının değişen yönlerini anlamaya çabalamaları gerektiğini hissettirir.
-
Toplumda gençlik kültürünün, gençlerin bireyselleşme eğilimlerinin aileyle çatışma çıkarabilecek yönleri olduğu gerçeğini göz önüne serer; bu gerçeği dramatize ederek tartışmaya açar.
-
Tarık Buğra’nın daha sonra romanlarında da birey‑toplum çatışmaları, kültürel ve manevi değerler üzerine düşünce süreçleri geliştirmiştir; Oğlumuz bu düşünce hattının erken bir örneğidir.
-
8. Okuduğunuz hikâyede iç konuşma ve geriye dönüş tekniklerinin kullanıldığı bölümleri gösteriniz.
8. İç Konuşma ve Geriye Dönüş Tekniklerinin Kullanıldığı Bölümler
-
Geriye dönüş (flashback) bölümleri:
-
“İlk gülüş… ilk diş… ilk kelime… annesine doğru genç‑güzel ve mesut annesine doğru ilk adım.” gibi pasajlarda oğlun küçük olduğu zamanlardaki anılara dönülüyor.
-
“Yedinci yaş… Mektebe götürdüğüm gün ne kadar ağlamıştı…” gibi, çocuğun okul çağına dair hatırlanan anılar.
-
-
İç konuşma (monolog) bölümleri:
-
Anlatıcının oğluna ve onun duygularına dair kendi içinden geçen düşüncelerini doğrudan dile getirdiği yerler; örneğin “Ben biliyorum. Sen, artık odaların bu döşeniş tarzını hatta bu evi beğenmiyorsun… Uçmayı öğrenmiş bir serçe yavrusu gibi, gözün başka dallarda.” gibi cümlelerde içsel yorum ve düşünce akışı var.
Annenin ve babanın hissettiği çaresizlik ve kuruntu düşünceleri; anlatıcının oğlun ne düşündüğünü, ne hissettiğini tahmin etmesi, kendi iç dünyasında oğluna dair tasavvurlar kurması. (“Belki de küçük bir orospu …” gibi, kuruntular, ışıl ışıl caddeleri ve gazinoları masal mağaralarına çeviriyor…” gibi yerler)
-
Bireyin iç dünyasını esas alan hikâye anlayışının okuduğunuz metne yansımalarını metinden örnekler vererek değerlendiriniz.
Bu anlayışın öncülerinden biri de Tarık Buğra’dır ve "Oğlumuz" adlı hikâyesi bu anlatım tarzının güçlü bir örneğidir.
Aşağıda bu anlayışın “Oğlumuz” metnine nasıl yansıdığını örneklerle açıklıyorum:
📌 1. Olaydan çok ruhsal çözümleme ön plandadır
Metinde belirgin bir olay yoktur. Ne bir aksiyon vardır, ne de dramatik bir çatışma. Oğulun eve geç gelmesi, evde huzursuz bir bekleyişin olması gibi basit bir durum üzerine kuruludur. Asıl mesele, anne ve babanın iç dünyasında yaşanan duygusal karmaşadır.
🔹 Örnek:
“Hareketlerinde ve yürüyüşünde, kabul edilmiş bir mağlubiyetin iç burkan sessizliği vardı.”
➡ Bu cümle bir olay anlatmaz, tamamen ruhsal bir çözümlemeyi ifade eder. Baba, oğlunun değişen tavırlarından içsel bir yenilgiyi sezer.
📌 2. İç konuşmalarla karakterin iç dünyası yansıtılır
Anlatıcı (baba), oğlunun davranışlarına karşı sadece dış gözlem yapmaz, kendi içinden geçenleri, kuruntularını, özlemlerini ve kaygılarını da okuyucuya doğrudan aktarır. Bu, iç monolog (iç konuşma) tekniğiyle sağlanır.
🔹 Örnek:
“Ben biliyorum. Sen artık odaların bu döşeniş tarzını, hatta bu evi beğenmiyorsun…”
➡ Bu doğrudan iç konuşma, babanın oğlunun değişimini nasıl algıladığını ve kendi yetersizlik duygusunu ortaya koyar.
📌 3. Zaman geçişleriyle bilinç akışı sunulur
Hikâyede sürekli olarak geçmişe dönüşler yapılır. Anlatıcı, oğlunun küçük yaşlarını, birlikte geçirdikleri zamanları hatırlar. Bu, olayın akışını durdurur ve içsel zamanın (hatıralar, duygular) ön plana çıkmasını sağlar.
🔹 Örnek:
“İlk gülüş… ilk diş… ilk kelime… annesine doğru genç-güzel ve mesut annesine doğru ilk adım.”
➡ Bu, anlatıcının oğluna duyduğu özlemi ve şimdiki uzaklığın acısını anlamamıza yardımcı olur.
📌 4. Duyguların derinlemesine tasviri yapılır
Tarık Buğra, karakterlerin duygularını yüzeysel değil, oldukça yoğun ve edebi bir dille işler. Hikâyedeki atmosfer, cümle yapıları ve benzetmeler de bireyin içsel durumuna göre şekillenir.
🔹 Örnek:
“Kadının bakışları bütün gece pencerenin dışına takılıp kalmış gibiydi...”
➡ Bu cümle annenin kaygısını, oğlunun eve dönmesini beklerken hissettiği çaresizliği yansıtır. Görünüşte sadece bir pencereye bakış vardır, ama aslında ruhsal bir dağınıklık söz konusudur.
📌 5. Empatiye dayalı anlatım vardır
Okuyucu, anne ve babanın hissettiklerini içten içe yaşar. Yazar olayları aktarmaktan çok, okuyucunun karakterlerle empati kurmasını sağlamayı amaçlar.
🔹 Örnek:
.“Eskiden bizi bekler gibi uyurdun… Artık uykun da değişti…”
➡ Bu, bir baba için çok derin bir fark ediştir; değişen yalnızca çocuğun uykusu değil, aralarındaki bağdır.
![]() |
| 11.Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları Ata Yayıncılık 2025 2026 |
DİKKKKAAATTT:👇👇
👉👉DİĞER SAYFALARIN CEVAPLARI İÇİN TIKLAAAAAAA
11.sinif-edebiyat-kitabi-cevaplari-ata-yayincilik-sayfa-49
