sponsorlu reklam Admatic -sponsor

TYT TÜRKÇE DENEME SINAVI PDF İNDİR ÇÖZ deneme 12

TYT TÜRKÇE DENEME SINAVI

TYT TÜRKÇE, TYT TÜRKÇE DENEME SINAVI PDF, TYT TÜRKÇE DENEMELERİ, TYT TÜRKÇE ONLİNE DENEME SINAVI, YKS TÜRKÇE DENEME SINAVI, YKS TÜRKÇE DENEME, 

TYT TÜRKÇE DENEME - 12  TÜRKÇE TESTİ


YKS TÜRKÇE DENEME SINAVI 


1. Karadeniz’de farklı ülkelerin balıkçıları arasında mey­dana gelen pek çok anlaşmazlık ortaya çıkınca ulusla­rarası sözleşmelerle çözüme kavuşturulmuştur,
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir?
A)  “farklı” yerine “yer alan” getirilerek
B)  “sözleşmelerle” sözü “antlaşmalarla” yapılarak
C)  “pek çok” yerine “çok” getirilerek
D)  Yüklem etken çatılı yapılarak
E)  “ortaya çıkınca” sözü cümleden çıkarılarak

2. Aşağıdakilerin hangisinde birinci cümle, ikinci cüm­lede kullanılan deyimin anlamını içermez?
A) Günlerdir gizlediklerini artık herkese söylüyordu.
Arkadaşıyla arasında var olan sıkıntıları açığa vurdu.
B)Annem sürekli, başka bir kente göç eden akraba­larımızdan söz ederdi.
Genç kız hafta sonu seyrettiği filmi ağzından dü­şürmüyordu.
C)Çok zor olan bu işi de başarması hepimizi şaşırttı.
O, verilen bu görevi de eline yüzüne bulaştırdı.
D)Usta, yaptığı yanlışlara rağmen ısrarla çırağın hiç­bir kusurunun olmadığını savunuyordu.
O ne kadar haylaz olursa olsun ailesi ona asla toz kondurmaz.
E)Parkta ağlayan bu küçük çocuğu sanki daha önce de gördüm.
Seninle toplantıya gelen bu genci bir yerden gö­züm ısırıyor.

3.     Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A)  Tüyap Fuarı 31 Ekim -7 Kasım 2010 tarihlerinde İstanbul’da düzenleniyor.
B)  Türküleriyle gönülden gönle köprüler kuran bir müzisyendi o.
C)  Sizi bugün de okuldan aileniz almayacak mıydı?
D)  Yeni odası yan yana iki dolap sığamayacak kadar küçüktü.
E)  Sıcak hava dalgası, Türkiye’nin güneyinde etkili olacakmış.

4. Okur; kendi sanat peteğini öremeyen, başkasının se­siyle konuşan yazarlara dönüp bakmaz pek. Okurun yazarlardan beklediği, başkasında olmayan anlatımı ve özü yakalamasıdır. Ne yazık ki, edebiyatımızda kendi sesini bulan çok az yazar var, buna karşın yetkin yazarlara öykünen onlarca sanatçı kimliğini oluştura­mamış yazar görebiliyoruz.
Bu parçada “başkasının sesiyle konuşmak” sözüyle sanatçılarla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağı­dakilerden hangisidir?
A)  Toplumsal gelişmelerin gerisinde kaldıkları
B)  Okurların düşün evrenine katkı yapmaktan uzak ol­dukları
C)  Yazın dünyasında belli akımların sözcülüğünü yap­tıklarından özgür olamadıkları
D)  Başarılı yazarları taklit ettiklerinden kendilerine has bir edebiyat anlayışına ulaşamadıkları
E)  Belli bir yazınsal birikimden yoksun oldukları

5. (I) Müjdeleyici bir mevsimdir bahar. (II) Sonbahar kışı, ilkbahar ise yazı müjdeler bize. (III) Geçiş mevsimi de diyebiliriz bahara. (IV) Yaz deyince güneş ve deniz ak­la gelir. (V) Sonbaharda gördüğümüzse, sararan yap­raklar ve fırtınalı havadır.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A)  I. cümlede, türemiş bir sözcük sıfat görevinde kul­lanılmıştır.
B)  II. cümledeki “ise” bağlaç göreviyle kullanılmıştır.
C)  III. cümlede, yeterlik fiiline yer verilmiştir.
D) IV. cümledeki “güneş ve deniz” sözü, nesne göre­vinde kullanılmıştır.
E) V. cümle bir isim cümlesidir.


6. (I) Sanatçı, edebiyata şiirler yazarak başlamış, eleştiri yazılarıyla da adını duyurmuştur. (II) Eleştirilerinde asıl ölçüt, yapıtın sanatsal bir haz vermesidir; güzellik duy­gusu uyandırmayan bir yapıtın değerli olmadığını id­dia etmiştir. (III) O nedenle, bilimsel eleştiri değildir sanatçının yazıları; yani o, edebî metinleri belirli bir bilim­sel yöntemle, tema, dil, biçim, kurgu tekniği bakımın­dan çözümlemez. (IV) Bundan dolayı, çağdaşı şiir eleştirmenlerinden farklıdır eleştiri anlayışı. (V) Edebi­yatımızda yeri dolduramayacak nadir yazarlardandır.
Bir sanatçının ve eleştiri yazılarının ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki­lerden hangisi yanlıştır?
A)  I. cümlede, eleştiri dışındaki bir türle yazarlığa adım attığından söz ediliyor.
B)  II. cümlede, yapıtları kişiselliğin dışında objektif öl­çütlerle ele aldığı belirtiliyor.
C)  III. cümlede, eserleri yapısal yönleriyle ele almadığı ortaya konuyor.
D)  IV. cümlede, eleştirel yaklaşım açısından dönemin­deki sanatçılardan ayrıldığı anlatılıyor.
E) V. cümlede, edebiyatımızda önemli bir yeri olduğun­dan söz ediliyor.

7. Tamamen yeni eserlerden oluşacak bir öykü seçkisi ha­zırlamak yıpratıcı bir süreçtir; Yazarlar kılı kırk yaran bir tutumla seçilecek, öykülerden niteliksiz olanlar geri çevrilecek, basılmaya değer olanlar editörlük sürecin­den geçirilecek. Böyle bir durumda kendini pek çok çi­çeğin olduğu bereketli bir bahçeden renk renk çiçekler topluyor gibi hisseder insan ama tek sıkıntısı sepetinin her çiçeği alacak kadar geniş olmamasıdır.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han­gisi söylenemez?
A)  Kişisel görüşlerin belirtildiği
B)  Somutlamaya yer verildiği
C)  Düşüncenin örneklerle belirginleştirildiği
D)  Yinelemeye yer verildiği
E)  Kalıplaşmış sözlerin yer aldığı

8. Bütün sanat dallarının var oluş nedeninin, çevremiz­deki güzellikleri başka bir düzlemde yeniden kurmak olduğunu düşünüyorum. Örneğin bir ağaç öyle bir an­latılmalı ki yapıtı okuyanlar ağaçlara bakınca onda da­ha önce görmedikleri özellikleri fark etmeli. Ben bir ağacın ne denli mükemmel bir güzelliğe sahip oldu­ğunu Van Gogh’tan öğrenmiştim. Bir ağacın meyve vermesinin basit görülmesine rağmen ne değişik an­lamlara geldiğini sıra dışı bir roman kahramanı olan Ouasimodo’dan.
Bu  parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)  Her sanat dalının kendine özgü bir anlatım yolu ol­malıdır.
B)  Her sanatçının yaşama bakışı birbirinden farklıdır.
C) Okurlara ancak klasikleşmiş yapıtların yazınsal bir tat vermesi mümkündür.
D) Sanat ürünlerinin insanlara günlük hayatta fark edi­lemeyen ayrıntıları sunmaları gerekir.
E)  Her sanatçı yapıtında istediği şeyi anlatmakta öz­gürdür.

9. (I) Dergilerde yayımlanan şiirleri ve günümüzün edebi­yat dünyasını inceleyen birisi olarak Türk şiirinin yarın­larından çok umutluyum. (II) Edebiyat meselelerimizi kavramış, çok sayıda genç şair var ve daha pek çoğu­nun ayak seslerini şimdiden duyuyoruz. (III) Bunun ya­nı sıra bu gençlerin işlerinin bizim kuşaktan daha zor olduğunu da söylemeliyim. (IV) Yazın dünyasından tecrübeli diyebileceğimiz sanatçılar, bu gençlere yol göstermek şöyle dursun, gençlerin yaptıkları çalışma­ları küçümsüyor. (V) Söz konusu sanatçıların bu kü­çümseyici tavırlarının, gençlerin önündeki en büyük engel olduğunu düşünüyorum.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin­den başlayarak olumsuz nitelikli eleştiriye yer veril­miştir?
A)l.              B) II.            C)lll.             D) IV.           E)V.

10. (I) Sanat, yaşamı estetik bir biçimde anlatmanın en iyi yoludur. (II) Bu yol, kendisini keşfeden herkes için top­lumsal yaşayıştan ve hissedişten kopuş anlamına gelir. (III) Sıradan söyleyişlerle yetinmek, sanatçı için yolun sonu demektir. (IV) Ayrıca sanat dünyasında silinmez bir iz bırakmak, bir sanatçının kendisine yepyeni bir yol çizmesine bağlıdır. (V) Sadece sanat alanında değil, dünya tarihinin iz bırakan aktörlerine baktığınızda, hep­sinin yeni bir dünya oluşturma derdinde oldukları görü­lür.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A)  I. cümle, öznel bir nitelik taşımaktadır.
B)  II. cümlede, sanatın, insanı yaşamdan uzaklaştırdı­ğı belirtiliyor.
C)  III. cümlede, farklı anlatımların peşinde koşmama­nın, sanatçının üretkenliğini bitirebileceği üzerinde duruluyor.
D)  IV. cümlede, kalıcılığın özgünlüğe bağlı olduğu belirtiliyor.
E)  V cümlede, insanların yaşanabilir bir dünya oluş­turma gayreti içinde olmadıklarından söz ediliyor.

11.    Şiirleriyle tanınan sanatçı, bu öyküsünde —
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanır­sa öykünün hem biçemi hem de içeriğiyle ilgili bir değerlendirme yapılmış olur?
A)toplumun geniş kesimlerine seslenebilmek için ço­ğunluğun kullandığı sözcükleri kendince kullanı­yor.
B)anlaşılması çaba gerektiren bir dille, kendi iç dün­yasının sesini dinleyenlerin yaşamını yansıtıyor.
C)ses, anlam ve çağrışım yönünden öne çıkan söz­cükleri belli bir elemeden geçirerek kullanıyor.
D)kendine özgü bir anlatım benimsiyor ve en az söz­cükle çok şey anlatmayı amaçlıyor.
E)sosyal mesajlar verme kaygısı taşıyan yazarlara karşı salt biçeme yaslanan bir yapı kuruyor.

12. Bunun bilinçli bir seçim olduğunu söyleyemem. Ben ilk yapıtlarımdan beri karmaşık bir kurguyu tercih eden bir yazarım. Okuyucunun dikkatini ilk sayfadan tetikte tut­mak benim için önemlidir. Son iki kitabımda da söyle­mek istediklerimi bir anlatıcı yerine dedektiflerimi kulla­narak anlatmayı tercih ettim. Bulmaca çözer gibi oku­mayı seven okurlarımı da hesaba katınca polisiye türünde karar kıldım diyebilirim.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A)  Günümüzde polisiye roman türü neden daha çok ilgi görmektedir?
B) Sizce yazarlık dünyasına adımlarını atan gençler nasıl bir yol izlemeliler?
C)  Yazdığınız son yapıtlarınız okurlar üzerinde nasıl bir etki bıraktı?
D) Sizi daha çok, okurların ilgisini canlı tutacak polisi­ye romana yönelten neydi?
E) Okurlarınıza edebiyatı sevmeleri için hangi türlerde yapıt okumalarını tavsiye edersiniz?

13. Şairler, geçmişle bağını koparamaz. Necatigil’in dedi­ği gibi; şair, geriye baka baka ilerler. Öyleyse bir şairi bütün bir şiir tarihi içinde değerlendirmeliyiz. Çünkü o şairin büyüklüğü ya da küçüklüğü öteki şairlerle karşı­laştırılarak ortaya konabilir. Ben de bundan dolayı bir şairi değerlendireceksem onu şiir tarihinin içinde ele alıyorum.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıt olabilir?
A)  Şairleri değerlendirmenin nesnel ölçütleri var mıdır?
B)  Günümüz şairlerinin edebiyat tarihine bakışı nasıl olmalıdır?
C)  Bir şairi değerlendirirken nasıl bir yol izliyorsunuz?
D)  Sizce toplumcu temalara yer vermeyen bir şair ba­şarılı olabilir mi?
E)  Şiir tarihinde kendisinden söz edilen her şair ger­çekten başarılı sayılabilir mi?


14.   Çok sayıda medeniyet ve kültüre ev sahipliği yapan
                                                                          I
ülkemizin her köşesi bir açık hava müzesidir. Anadolu, yüzyıllar
II
boyunca sayısız insana, inanca, kültüre vatan olmuştur. Bütün bu
                        III
milletlerin vakti geldiğinde tarih sahnesinden çekilmeleriyle, üzerinde
                                                        IV
bıraktıkları tarihi vesikaları günümüze kadar vefayla saklamıştır.
                                                          V
Bu parçada numaralanmış sözlerle ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi yanlıştır?
A)  I. söz, bir sıfat-fiil grubudur.
B)  II. söz, tamlayanı adıl olan bir isim tamlamasıdır.
C)  III. söz, bir sıfat tamlamasıdır.
D)  IV. söz, bir belirtisiz isim tamlamasıdır.
E)  V. söz, bir edat grubudur.

15.   Yaklaşan kış mevsiminin size sunabileceği keyifler ne­lerdir ?
                                                                                                        I
Öncelikle bu mevsimde yapılabilecek en güzel şey, bir fincan kahvenin eşliğinde kitap okumaktır. Ev­de, yolculukta , iş arası kısa molalarda
                                                                      II
birkaç sayfa ki­li tap okumak size iyi gelecektir. Müze gezmek, sevdik­lerinizle sıcak sohbetlere katılmak, değişen vitrinleri izlemek, bedeninizi yeni mevsime hazırlamak . Liste böyle uzayıp gidebilir. Tabii
                                                          III                                         IV
bu arada mevsim sebzeleri ve meyvelerinin tadına varmayı sakın unutmayın !
                  V
Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerin­den hangisi yerinde kullanılmamıştır?
A) I.            B) II.            C) III.            D) IV.            E) V.

16. — çünkü yapıtlarımda yaşamı tüm gerçekliğiyle, hiç değiştirmeden anlatma ilkesine bağlıyım. Bu yüzden birçok okurum kitaplarımı okurken anlattıklarımın göz­lerinin önünde canlandığını söyler. Belki de yapıtlarım yaşama ayna tuttuğu için yönetmenlerce, beyaz per­deye aktarılmak isteniyor.
Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A)  Yazdıklarımın ilgi çekici olaylarla başlamasına dikkat ederim.
B)Sinemaya uyarlanan yapıtlardaki gerçekliğin bire bir yansıtılamadığını düşünüyorum.
C)  Bir yazarın kendi hayal süzgecinden geçirmediği bir yaşantıyı dile getirmesini kabullenemiyorum.
D)  Ben yapıtlarımda yaşam sahnelerini bir fotoğraf gi­bi sunarım okura.
E)  Gerçek bir sanatçı okurun yaşam felsefesini dikka­te almalıdır.

17.   Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo­zukluğu vardır?
A)  Oyuncular perde arkasındaki yerlerini alıyor, biz seyirciler de oyunun başlamasını bekliyorduk.
B)  Çevresindeki yoksullara yardım eder, onlarla bire bir ilgilenirdi.
C)  Her sabah aynı saatte işe gidiyor, akşamları eve geç saatlerde dönüyorduk.
D)  Tatil günlerinde evden çıkmaz, telefonlara bile ce­vap vermezdi.
E)  Boş zamanlarımda deniz kıyısına iner, orada saat­lerce kitap okurum.
18. (I) Fransız edebiyatının usta yazarlarından Stendhal, yazdığı değişik türdeki yapıtlarla realizm akımının unu­tulmazları arasında kabul edilmiştir. (II) “Parma Manas­tırı” adlı yapıtında Rönesans döneminde bir İtalyan prensliğinde yaşanan entrikalar etkili bir dille anlatılır. (III) Roman kahramanı Fabrice del Dongo’nun özgür­lük tutkusu ve toplum yaşamına ters düşen davranış­ları dile getirilir. (IV) 19. yüzyıl İtalyan ve Fransız toplum­larının eleştirisinin yapıldığı “Parma Manastın” bu yö­nüyle, yayımlanır yayımlanmaz edebiyat çevrelerinin ve birçok eleştirmenin beğenisini kazanır. (V) “Parma Ma­nastırı” sadece Stendhal’ın değil, Dünya edebiyatının da önemli yapıtları arasında yer almaktadır.
“Parma Manastırı” adlı yapıtın ele alındığı bu par­çada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakiler-den hangisi yanlıştır?
A)  l.cümlede, yazarının, bir edebiyat akımının başarılı temsilcisi olduğu belirtiliyor.
B)  II.cümlede, bir değerlendirme söz konusudur.
C)  III. cümle, içerikle ilgili bir yargıdır.
D)  IV. cümlede, yazın dünyasının dikkatini çeken sos­yal tahlillere sahip olduğundan söz ediliyor.
E)  V. cümlede, yapıtın evrenselliğe ulaşmasının ge­rekçelerine yer verilmiştir.

19. Yazar, Tatlıca Şelalelerini keşfedişini yapıtında şöyle anlatıyor (I) Geniş yapraklı ağaçların (II) patikaların et­rafında yer alan gürgenlerin arasından yukarılara çıktı­ğımda birkaç metre yükseklikten dökülen bir şelale gördüm (III) Daha sonra yukarıya yaptığım zorlu çıkış­larla başkasını, başkasını… inanılacak gibi değildi (IV) Karışık geniş yapraklı ağaçların boy verdiği dar vadi boyunca eşsiz (V) harikulade şelaleler yer alıyordu.
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangilerine vir­gül (,) getirilmelidir?
A) I. ve II.                     B)l. ve V.                  C) II. ve V.
D) III. ve IV.                 E) IV. ve V

20. Okul kitaplarında sadece savaşlara, barışlara, antlaş­malara ve liderlerin yaşamöykülerine yer verildiğinden bizler tarihin bunlardan ibaret olduğunu varsaydık. Ne yazık ki bu olayların merkezinde olan insan öğesi bizim tarih derslerimizde pek yer bulamıyor kendisine. Bu yüzden olayları yüzeysel bilgilerle geçiştiren tarih ki­tapları okumak istemiyor insanlarımız. Çünkü —. Bu­nun en somut örnekleri okurların çokça ilgi gösterdik­leri sosyal tarih anlayışıyla kaleme alınmış olan “Safranbolu’nun Tarihi” gibi yapıtlardır. Bu yapıtta tarih bo­yunca Safranbolu’nun geçirdiği aşamaları okurken bu­rada yaşayan insanların, etiyle kemiğiyle birer canlı varlık olarak yer aldığını görebiliyoruz.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A)  okurlar insan odaklı toplumsal olayların tüm yönle­riyle anlatıldığı yapıtlara ilgi gösterirler
B)  herkesin tarih kitabı yazamayacağı gerçeği göz ar­dı edilmemelidir
C)  bu konuları anlatırken duygu ve düşünce dengesi­nin korunmasına dikkat etmek gerekir
D)tarihsel olayları anlatan yapıtların doğru bilgileri içer­mesi gerekmektedir
E)kuru bilgilerle ele alınan kitaplarının okul müfredatlarından çıkarılması uygun olacaktır

 
21. Bu yazarın romanında, toplumun içinden seçtiği ve çok canlı olarak verdiği kişiler, karamsarlıklarda dik­kat çeker. Olaylar da onları karamsarlığa itecek yön­de, gerçekçi olmayan rastlantılarla gelişir. Yazarın za­man zaman olayların akışına müdahale ettiğini de gö­rürüz. Romanın en başarılı yönü biçemidir. Yazar, ro­manında daha çok, kısa cümleler kullanmış, karşılıklı konuşmalara sıkça yer vermiş ve bir sohbet havası içinde yapıtını oluşturarak okuyucunun ilgisini çekme­yi başarmıştır.
Bu parçada sözü edilen yapıtta ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A)  Anlatımının, yapıtın öne çıkan yönü olduğu
B)  Yazarının yaşamından izler taşıdığı
C)  Gerçekçilikten uzak yönleri olduğu
D)  Söyleşi havası içinde oluşturulduğu
E)  Yaşamdaki karakterlerle kurgulandığı

22. Şiirin iletisi, onun şiirselliğini gölgelememelidir. Aksi­ne, dizelerde anlatılmak istenen şey, estetiğin arkasın­da bir gölge gibi sezilmelidir. Okur, estetik yönden haz duyduğu şiirde verilen mesajı çok da farkında olma­dan alır zaten. Verilmek istenen mesajın, estetiğin önüne geçtiği şiirler, şiir olmaktan çok, vezinli, kafiyeli eğitici bir düzyazıdır aslında.
Bu parçada şiirle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)  Şiirde, okura verilmek istenen bir mesaj mutlaka olmalıdır.
B)  Şiirde anlatılmak istenen, söyleyiş güzelliğinin önü­ne geçmemelidir.
C)  Şiirde, daha önce işlenmemiş konuları işlemek, şiiri okunur kılar.
D)  Şiirler, okurların beklentileri göz önüne alınarak ya­zılmalıdır.
E)  içerikle anlatımın bir bütün oluşturduğu şiirler gele­cek kuşaklara kalabilir.

23. (I) Edebiyat tarihinin birçok başyapıtı sadece okunmak için değil, sahnelenmek üzere yazılmıştır. (II) Oynanan bu yapıtlar, gerek izleyiciler gerek eleştirmenler tarafın­dan değişik yönlerden irdelenir. (III) Tiyatro eserlerinin nasıl sahnelendikleri, kostüm dekor işçiliği ve en önem­lisi oyunculuk kalitesi bu değerlendirmelerde öne çıkar. (IV) Çünkü sahnede kötü bir oyuncu, Hamlet’in sözle­rindeki şiirselliği tamamen yok edebilir ya da çok dra­matik bir sahneyi gülünç hale sokabilir. (V) İşte bu yüz­den bir oyunun özündeki anlamsal boyut, ancak met­ni okunarak görülebilir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin­den sonra Ama bir tiyatro yapıtının asıl değeri bu de­ğerlendirmelerle ya da sahnede oynanmasıyla değil, bire bir yazıldığı metinden anlaşılır. ” cümlesi getiri­lirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanır?
A) I.            B) II.             C) III.              D) IV.             E) V.

24. Kitap okumak, bir alışkanlık işi olmaktan çok, bir yete­nek işidir bence. Tıpkı resim yapmak gibi bu yetenek, ilkokulda ortaya çıkar, ortaokulda gelişir; lisede ise ya­pılması gereken, bu yeteneğe yön vermektir. Okuma yeteneği olmayan birini, okumaya yönlendirmek için ne yaparsanız yapın, bir yararı olmaz.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağı­dakilerden hangisidir?
A)  Kitap okumak, güzel sanatlarla ilgilenmek gibi kişi­nin duygusal yönden gelişmesini sağlayan bir uğ­raşıdır.
B)  Okuma, herkeste bulunmayan, sonradan kazanıl­mayacak bir özelliktir.
C)  Çocuklara uygun kitapların önerilmesi onların oku­ma yeteneğini kazanması için önemlidir.
D)  Okuma alışkanlığı insanlara, ancak okul dönemin­de kazandırılabilir.
E)  Çok kitap okumakla insan, düşüncelerini daha iyi ifade edebilir hale gelir.




25. (I) Buz gibi bir hava, lapa lapa yağan kar, tatil yapma düşüncesini uyandırıyor içimizde. (II) Birkaç günlük ka­çamakla hem doğanın kışa bürünmüş yüzünü keşfet­mek hem de doyasıya kayak yapmak istiyoruz arka­daşlarla. (III) Kayak deyince Uludağ, Kartepe gibi kayak merkezleri geliyor herkesin aklına. (IV) Ilgaz Dağı ise in­san elinin ulaşamadığı güzellikleriyle farklı bir alternatif olarak duruyor karşımızda. (V) Bunu değerlendirmek ve bilmediğimiz güzellikleri keşfetmek için yola koyuluyo­ruz hemen. (VI) Ilgaz Dağı, aslında Batı Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Çankırı ve Kastamonu illeri boyunca devam eden sıradağların genel adıdır. (VII) Dağın en yüksek noktası ise Kastamonu’nun 30 km. kadar güne­yindeki Büyük Hacettepe’dir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa­ragraf hangi cümleyle başlar?
A) II.            B) III.            C) IV.             D) V.            E) VI.

26. Şimdiki genç yazarlar yazın dünyasında yalnız kendile­rinin var olduğunu sanıyor. Hemen kendilerini öne çı­karma peşine düşüyor, usta yazarların ürettiklerine ça­ğın gerisinde kaldığı gerekçesiyle dudak bükebiliyor­lar. Üstelik yıllardır emek veren yazara, şaire saygı göstermek yerine, onların kendilerine saygı göstermesini bekliyorlar. Deneyimli bir yazarın yapıtını incelemeyen, üslup özelliklerine dikkat etmeyen bir yazarın önemli yapıtlar ortaya koyabilmesi de mümkün değildir, bu da edebiyatımızın geleceği adına beni endişelendiriyor.
Bu sözleri söyleyen kişi, genç sanatçılarla ilgili özel­likle aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
A)  Salt başkalarına öykünerek yapıt ortaya koymala­rından
B)  Yapıtlarında sadece kendi gözlemlerinden söz et­melerinden
C)  Kolay yoldan maddi kazanç sağlamak için eser üretmelerinden
D)  Hep aynı biçim ve içerikte yapıtlar yazmalarından
E) Usta edebiyatçıları görmezden gelerek kendilerini öne çıkarmalarından

27. Edremit ormanlarının çehresi sonbaharla birlikte değişi­yor. Yemyeşil, capcanlı tablo yavaş yavaş tarifsiz bir hü­zünle solgunlaşıyor adeta. Toprak kokusu keskinleşi­yor, dereler coşkun şarkılar söylüyor. Buraların sakinle­ri sonbaharda bağ evlerinin kapısına kilit vurup kışlık evlerine çekiliyor. Yağmur damlaları, dokundukları yap­rakları ağır ağır toprağa düşürüyor. Dağların yukarıların­da, ormanın içinde gözden ırak kalmayı başarmış evle­rin bacalarından hafif hafif duman yükseliyor. Kışın eli kulağında, gökyüzünden kar yağdı yağacak.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi söylenemez?
A)  Öznel yargılara yer verilmiştir.
B)  Yinelemelere yer verilmiştir.
C)  Varlıklar niteleyici özellikleriyle verilmiştir.
D)  Bitirilmemiş cümleler kullanılmıştır.
E)  İnsana ait özellikler doğaya aktarılmıştır.

28. Çizgi roman, edebiyatın sahip olmadığı görsel araçla­ra sahip bir sanat dalı. Batı’da bu sanat dalı ciddi bir iş: Senaristleri, çizeri, boyacısı hatta konuşma balonlarını hazırlayan usta bir ekibiyle ortaya konuyor. Oldukça yaygın ve sevilen bir yazın türü olarak dikkatleri üzeri­ne çekiyor. Türkiye’de ise çizgi roman birkaç önemli çi­zerin az sayıda eseri dışında çok boş bir alan duru­munda. Bu alanda deneyim ve birikim yok. Renkler, şekiller iyi kullanılırsa okur dünyasında yeni açılımlar oluşturabilecek bu alana hiç el atılmadığını görüyoruz ne yazık ki.
Bu parçadan çizgi romanla ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A)  Toplumsal eleştiriler için en uygun tür olduğu
B)  Ülkemize Batı’dan giren bir tür olduğu
C)  Ürün ortaya koymak için bir ekip çalışmasının ge­rekmediği
D)  Ülkemizde bu türe gereken önemin verilmediği
E)  Görsel unsurlar taşımasıyla romandan üstün yön­lerinin olduğu



29.   Mezopotamya ovasını üstten gören Mardin ili, ünlü taş I evlerini
                        I
gezmeye gelen turistleri hayranlık içinde bırakıyor. Tarihî dokuyla
                               II
bütünleşmiş taş evlerin arasında daracık sokaklarda gezmek son
                           III
derece keyifli. Üç di­nin temsilcilerinin yaşadığı nadir şehirlerden biri olan Mardin’de Kasımiye Medresesi, Ulucami, Deyrulzafaran
IV
Manastırı gezilebilecek farklı yerlerden bazıları.
                         V
Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A)l.              B) II.            C)lll.            D) IV.            E) V.

30. O, Türk yazınında hem bir yazar, hem de bir gazeteci olarak ismi anılması gerekenlerden biridir. Gazetelerde yazdığı yazılar ülkede en çok konuşulan, tartışılan ko­nular arasında ön sıraya oturmuştur. Eleştirmenlerle ters düşmek pahasına da olsa prensiplerinden, hiçbir zaman ödün vermemiştir. Bunun yanında değişik tek­nikler kullanarak yazdığı anıları ve gezi yazılarıyla yazı­nımıza değişik bir renk getirmiş, bu türlerin yazınımız­da benimsenmesini ve yaygınlaşmasını sağlamıştır. Ayrıca yazarların anlaşılır bir Türkçeyle yazı yazması için üstün gayret göstermiş, bunda da büyük ölçüde başarılı olmuştur.
Bu parçada, sözü edilen sanatçı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)  Gazete yazılarıyla gündemi belirlediğine
B)  Yazarları dil konusunda yönlendirdiğine
C)  Gazeteciliğinin yazarlığından daha başarılı olduğuna
D)  İlkelerine sıkı sıkıya bağlı olduğuna
E)  Bazı yapıtlarıyla edebiyatımıza yenilik getirdiğine

31. (I) Dil, bireyi ve toplumu yüceltir, onların sosyal an­lamda gelişmesini sağlar. (II) insanların kaynaşmasın­da, kültürün oluşmasında dil kadar etkili bir araç yok­tur. (III) Fakat bir toplumda dilin kullanımı yazınsal tür­lerde bile farklılıklar gösterebilir. (IV) Bu farklılıklar için­de dilin en kusursuz biçimini, en duru anlatımını kom­pozisyonda buluruz. (V) Çünkü kompozisyon, dil ku­rallarına uyarak düşünce ve duyguları güzel ve etkili bir biçimde anlatma sanatıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde tanımlama yapılmıştır?
A) I.             B) II.            O) III.             D) IV.             E) V.

32. Ülkemizde tartışılan, konuşulan birçok konu, gerçek ve kuşatıcı sonuçlara ulaşılamadan geçilir, yarım kalır. Çünkü tartışılan ve konuşulan konular çok hızlı değişir. Su yüzüne çıkan ve tartışılma şansını bin yılda bir ya­kalamış bir konu veya kavram, tam da uzmanlarının eline düşecekken ve asıl söylenmesi gerekenler söy­lenecekken başka bir konuya geçiliverilir. Geçtiğimiz günlerde de “Sanat ve sanatçı nedir?” tartışması tam başlıyordu ki işin önemli yanlarına dokunulamadan bu tartışma gündemden düşüp gitti.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A)  Kesin sonuçlara bağlanmamış birçok olay ve kav­ram vardır.
B)  Konusunda uzman olan kişiler, sadece belli konu­larda tartışmalara girmek istemektedir.
C)  Sanat ve sanatçı ülkemizde yeteri kadar değer gör­memektedir.
D) Gündem sürekli değiştiğinden tartışılması gereken konular gerektiği gibi ele alınamamaktadır.
E)  Basın yayın organları sanatsal uğraşlara az yer ver­mektedir.


33. Aslında ne tiyatroyu ne sinemayı ne televizyonu birbi­rinden ayırdım, birini diğerine üstün görmedim, sade­ce tiyatro oyunculuğu ve yazarlığıyla daha uzun süre uğraştım. Hepsine aynı ciddiyetle yaklaştım. Benim için yaptığım işlerde özgün, samimi olmak ve bu top­rakların kokusunun bulunması önemliydi. Bu arada ortaya koyduğum ürünlerin hepsi eleştirmenlerce be­ğenildi, bu da benim yazın dünyasında emin adımlar­la ilerlediğimi gösteriyor.
Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden hangisiy­le nitelendirilemez?
A)  Başarılı ürünler ortaya koyduğuna inanan
B)  Okurların beklentilerini dikkate alan
C)  Yeni ve içten ürünler ortaya koyma amacı taşıyan
D)  Ulusal bir bakış açısına sahip olan
E)  Yazınsal türler arasında bir ayrım gözetmeyen

34. Yazın dünyasında genç sanatçıların yapıtlarına ünlü bir yazarın ön söz yazmasını onlara gelecek eleştiri oklarına karşı bir kalkan görevi görmesini anlamam mümkün değil. Bu, o gençlerin, “Benim kendi ayakla­rım üzerinde duracak cesaretim ve yeteneğim yok.” demesinden başka bir anlam taşımıyor.
Bu parçada “ünlü yazarların, eleştiri oklarına karşı bir kalkan görevi görmesi” sözüyle, genç yazarlarla ilgi­li olarak anlatılmak İsten aşağıdakilerden hangisi­dir?
A)  Önemli yazarların beğenisini başarıya ulaşmak için tek ölçüt olarak benimsedikleri
B)  Çabucak üne kavuşmayı düşündükleri
C) Geniş kitlelere seslenmelerini sağlayacak düzeyli bir edebiyat birkimi elde edemedikleri
D) Edebiyat dünyasının usta adlarını görmezden gele­rek onları küçümsedikleri
E)  Yetkin yazarları, eleştirilerden korunmak için kullan­dıkları


35. Ben hayatımı farklı işlerle ama hep yazarak kazandım. Televizyon muhabirliği bana kısa, yoğun ve net cüm­leler kurmayı öğretti. Daha sonra gazete ve dergilerde röportajlar ve yazı dizileri hazırladım. Hareket alanımın daha geniş olduğu bu yazılarda anlaşılır, akıcı yazma­ya daha fazla özen gösterdim. Ben en çok da deneme türünde yazarken keyif aldım ve mutlu oldum. Çünkü bu yazılarda kuralıları ben belirleyebiliyordum.
Kendisinden böyle söz eden bir yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)  Basındaki yazılarını yalın bir anlatımla oluşturduğu
B)  Yaşamını yazarlıktan elde ettiği gelirle sürdürdüğü
C)  Kendisini deneme yazarken özgür hissettiği
D)  Yazılarında eleştirel bir tavır takındığı
E)  Sözü uzatmadan anlatma ilkesine bağlı olduğu

36. (I) Yaklaşık otuz yıllık birlikteliğimizde kültür ve sanatımı­zın her alanından sizleri haberdar ettik. (II) Yeni yazarlar, sanatçılarla tanışmanıza aracı olduk uzun yıllar. (III) Bir­çok yazar ve sanatçının adını ilk kez dergimizin sayfala­rında gördünüz. (IV) Dergimizin ilk sayılarında okudu­ğunuz adların bazıları, ne yazık ki bugün aramızda bu­lunmuyor; onları büyük bir özlem ve sevgiyle anıyoruz. (V) O günlerin genç kalemleri, ilk ürünleriyle ödül liste­lerinde yer alanlar, artık ustaların arasında sayılıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A)  I. cümle, olumlu, basit bir cümledir.
B)  II. cümle, girişik bileşik bir cümledir.
C)  III. cümle, kurallı bir cümledir.
D)  IV. cümle, sıralı bir cümledir.
E)  V. cümle, içinde ara söz bulunan bir isim cümlesidir.

37.   Türkiye’nin dört bir yanına ilkbahar güzellikleriyle gelir.
                                                                               I
Karadeniz’e yağmurla gelen ilkbahar, Toroslar’da ise kış boyunca
tepeleri kaplayan beyaz örtünün erimesiyle başlar. Bir yandan eriyen
                                                            II             III
karlar, su kaynaklarını ve çağlayanları beslerken diğer yandan Toros
                          IV
Dağları eteklerinde açan otları besler.
V
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi birden fazla çekim eki almamıştır?
A) I.            B) II.            C) III.            D) IV.            E) V.

38. Yurt dışında düzenlenen bir kitap fuarına davet edilmiş­tim. Orada yazar dostlarımla sohbet ederken içlerinden biri, son romanımın İngilizce çevirisini benim yapıp yap­madığımı sordu. Yapmadığımı çünkü iyi derecede İngi­lizce bilsem de kendimi kısıtlanmış ve aynı kitabı ikinci kez yazıyormuş gibi hissedeceğimi söyledim. Oysa ya­zar dostum, “Yanılıyorsun, bu romanı sen yazdın; onu sanat nitelikleri kaybolmayan bir kitap olarak ancak sen çevirebilirsin.” deyince gerçek çevirinin ne olduğu­nu anladım.
Bu parçada çeviriyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi anlatılmak istenmiştir?
A) Bir yapıtın, ancak yazarı tarafından başarılı bir bi­çimde çevrilebileceği
B)  Her yazarda eserlerinin başka dillerde de yayım­lanması isteğinin olmasının doğal olduğu
C)  Sanat yapıtlarının alanında uzman kişilerce bilim­sel bir anlayışla çevrilmesi gerektiği
D)  Hiçbir yapıtın özgün özellikleri korunarak çevrilme­sinin mümkün olmadığı
E)  Sanatçının eserlerini yazdıktan sonra onların üze­rinde herhangi bir değişiklik yapmaması gerektiği

39. Bu yaylada çiçek tomurcukları, anları davet eder; arılar bu tomurcuklardan kovandaki peteklerine çiçek özleri taşır.
Bu cümleyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene­mez?
A)  Birden çok basit çekimli eylem vardır.
B)  Dolaylı tümlece yer verilmiştir.
C)  Belirtisiz isim tamlaması kullanılmıştır.
D) Yüklemler çatı bakımından geçişlidir.
E) Ayrılma durum eki (-den, -dan), tamlayan eki göre­viyle kullanılmıştır.

40. Yapıtlarınızda sırf heyecan olsun diye aksiyon sahnele­rine bolca yer vermeniz, yapıtın yazınsal niteliğine göl­ge düşürüyor. En başta öyküyü ve karakterleri, hareket sahnelerine uygun tasarlarsınız o zaman olay akışı için­de aksiyona bol bol imkân doğabilir ki buna diyecek bir şey yok. Ancak olmadık yerde, yapıtı gereksiz sahne­lerle doldurarak okuru aldatırsanız salt ticari amaçla ürün ortaya koymuş olursunuz ki bu da yazın dünyasın­daki ömrünüzü, yaşadığınız günle sınırlandırmış olur.
Bu sözleri söyleyen eleştirmenin vurgulamak iste­diği aşağıdakilerden hangisidir?
A)  Romanda aksiyon unsurlarının dengeli bir biçim­de kurgulanması gerektiği
B)  Gerçek dışı olaylara yer vermenin yapıtın niteliğini olumsuz etkilediği
C)  Romanlarda anlatılanların gerçek yaşamdan seçil­mesi gerektiği
D)  İyi bir yazarın, yazın dünyasında ortaya konmuş başarılı örnekleri incelemesi gerektiği
E)  Romanlarda okurun dikkatini çekecek aksiyon un­surlarına yer verilmesi gerektiği



CEVAPLAR
1E9D17A25E33B
2C10E18E26E34E
3B11B19C27D35D
4D12D20A28D36E
5D13C21B29A37C
6B14B22B30C38A
7C15C23C31E39E
8D16D24B32D40A

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

sponsor reklamı

SPONSOR REKLAMI

derskonumesnk