sponsorlu reklam Admatic -sponsor

GARİP AKIMI GARİPÇİLER 1.YENİCİLER ÖZELLİKLERİ SANATÇILARI KİMLERDİR



GARİP AKIMI GARİPÇİLER 1.YENİCİLER ÖZELLİKLERİ SANATÇILARI KİMLERDİR, GARİPÇİLER KİMLERDİR ÖZELLİKLERİ, GARİP AKIMI ÖZELLİKLERİ VE TEMSİLCİLERİ, 1.YENİ ŞİİRİ ÖZELLİKLERİ VE TEMSİLCİLERİ, 
Türk Edebiyatında 1940'lara gelindiğinde, biçim açısından serbest şiire yoğun bir ilgi vardır.
Heceyi, hemen hemen yalnızca Behçet Kemal Çağlar sürdürmekte; Ahmet Kutsi Tecer, Ülkü dergisi çevresinde halk şiiri geleneğinin yaygınlaşmasına çalışmaktadır.
Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı,Cahit Külebi gibi değişik çizgilerdeki şairler de serbest şiirler yazmaktadırlar. Sonradan "Birinci Yeni" olarak adlandırılacak Garip akımıbu ortamda doğar.

Eski şiire tepki olan Garip Akımı üç şairin adına bağlanır: 
EĞER KİŞİLERİN ÖZELLİKLERİNE ESERLERİNE VE EDEBİ KİŞİLİKLERİNE ULAŞMAK İSTİYORSANIZ ÜZERİNE TIKLAYINIZ
Üç arkadaş Varlık dergisinde ölçüsüz, uyaksız, şairanelikten uzak yeni bir şiir akımı başlatır (1936), Bu yoldaki şiirlerini Garip adlı bir kitapta toplarlar (1911). Garipçiler adıyla anılmalarının nedeni de budur. Yeni akımı özellikle Nurullah Ataç destekler. Garip akımı birçok genç izleyici bulduğu gibi, dönemin ünlü şairlerini de etkiler. Orhan Veli'nin yazdığı "Garip" önsözü bir bakıma bu yeni şiir deviniminin bildirisidir. Ama üç ozanın birlikteliği uzun sürmez. Kitabın ikinci basımı yalnız Orhan Veli'nin şiirleriyle yayımlanır (1945). Ayrıca Orhan Veli, kitabına "Garip İçin" başlıklı ikinci bir önsöz eklemek gereğini duyar. Nitekim Garip devinimi sonraları, gerek bu nedenle, ama asıl Melih Cevdet ve Oktay Rifat'ı şiiri ayrı bir çizgide sürdürmeleri sonucu Orhan Veli'nin adına bağlanmıştır.

Garip Akımı'nın Temel Özellikleri

  1. Ölçü ve kafiyeye karşı çıkmışlardır.
  2. Günlük konuşma dilini şiire uygulamaya çalışmışlardır.
  3. Mecaza,süse ve suniliğe karşı çıkıp;yalnızlığa önem verdiler.
  4. Halk şiirinin anlatım ve deneyimlerinden faydalandılar.
  5. O güne kadar şiirimizde kullanılmayan bir takım sözcükleri kullandılar.
  6. Sıradan insanlar şiire konu olmuştur.
  7. Yaşama sevinçlerini fazlasıyla şiire yansıtmışlardır.
  8. Kaynağını batı şiirinden alan Garip akımı eskiye ait olan her şeyin karşısında 
    olup özellikle şairane söyleyişin karşısında olmuşlardır.
  9. Şiirde söz ve anlam oyunları bırakılmıştır.
Ama Orhan Veli'nin kendisi de kitabının ikinci basımında sanat anlayışını gözden geçirmek gereğini duyacaktır. Özellikle şiirsel gelenek, biçim konularında daha esnek bir tutuma girmiştir. Nitekim ikinci kitabı Vazgeçemediğim'den (1945) başlayarak şiirini değiştirdiği görülür. "Kimi şiirlerde akıl çizgisinden duygu çizgisine kayılır, mizah ve şaşırtma bırakılır, yer yer uyağa ve sıfata başvurulur, sözcük tekrarlarından, müzikten yararlanılır. Hepsinden önemlisi, halk şiirinin dil ve deyişine özenilir" (Asım Bezirci). En ilginç gelişme ise özdedir: Toplumcu şiire yaklaşır Orhan Veli de.
Garip akımı, gerek ilk yıllarında, gerekse sonraları, değişik sanat anlayışlarına bağlı olanlarca değişik biçimlerde değerlendirilmiştir. Geleneğe bağlı olanlar, Orhan Veli ve arkadaşlarını şiiri ayağa düşürmekle suçlarken; toplumcular, Garipçileri, toplumcu şiiri engelleyen, yozlaştırmayı amaçlayan ve küçük burjuva duyarlığını geliştirmeye çalışan bir devinimin başlatıcısı olarak gördüler. Yazın tarihçileri ise, Garip akımını genellikle yeni şiirin başlangıcı saydılar.
Bugün de bu tutumların pek değiştiği söylenemez. Ama nesnel bir değerlendirmeyle, Garip deviniminin Türk şiirinin gelişim sürecinde önemlice bir yeri olduğunu söylemek gerekmektedir. Orhan Veli ve arkadaşlarının "serbest nazım" anlayışıyla şiirler yazmaları, bu alanda en çok Nurullah Ataç'tan destek görmeleri sanatın siyasal dışı tutulması eğiliminin iktidarca da desteklenmesi sonucudur. Türk şiiri yeni biçim ve söyleyiş olanaklarıyla zenginleştirilmiş, sokaktaki insanın duyarlılığına açılmıştır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

sponsor reklamı

SPONSOR REKLAMI

derskonumesnk