1-) Devlet Yönetimi: Bu dönemde devletin oluşumu boyların bir araya gelmesi ile meydana gelmiştir. Hükümdarların Kağan, Han, İlteber, Hakan gibi unvanları bulunmaktaydı. Göçebe bir yaşam sürdürürken Otağ denilen geniş ve büyük çadırlarda yer alan hükümdarlar yerleşik hayata geçildikten sonra saraylarda kalmaya başlamıştır. İslamiyetten önceki Türklerde Kut anlayışı mevcuttu ve bu anlayışa göre hükümdar Göktanrı tarafından belirlenirdi. Hükümdar öldükten sonra yerine oğullarından bir tanesi geçerdi. Bunun neticesinde taht kavgaları ortaya çıkardı. Devlet yazılı kurallar ile değil töre ile yönetilirdi ve ikili yöntem anlayışı mevcuttu.
2-) Ordu: Ordunun önemi çok fazlaydı çünkü devlet devamlı dış saldırı ve tehditler ile karlı karşıya idi. Devletin gücünün tek simgesi olarak ordu gösterilirdi ve ordunun saygınlığı çok yüksekti. Mete Han ilk defa orduda onluk sistem kullanmıştır. Ordunun kullanmış olduğu silahlar arasında mızrak, ok, yay, süngü, kılıç ve kalkan yer almaktaydı. Ordunun savaş sırasında kullandığı en önemli taktik turan taktiği diğer bir adıyla kurt kapanı olmuştur.
3-) Ekonomik Hayat: İslamiyet öncesinde yaşayan Türkler göçebe bir yaşam sürdürmekteydi. Göçebe olarak yaşamalarındaki sebeplerden bir tanesi Orta Asya’da tarım yapılabilecek bir ortam olmamasıydı. Neredeyse tek geçim kaynakları hayvancılıktı. Yerleşik hayata geçmeden önce avcılık, balıkçılık ve toplayıcılık yapan Türkler yerleşik hayata geçtikten sonra tarım ve ticaretle uğraşmaya başlamışlardır.
4-) Din ve İnanış: İlk başlarda çok tanrılı bir inanış hakim olsa da daha sonraları tek tanrılı bir anlayışı benimsemişlerdir. Göktanrı inancı başta olmak üzere Şamanizm, Totemizm, Maniheizm, Budizm ve Hristiyanlık gibi inançları tercih etmişlerdir.