sponsorlu reklam Admatic -sponsor

ABDURRAHİM KARAKOÇ BESTELENEN ŞİİRLERİ

ABDURRAHİM KARAKOÇ BESTELENEN ŞİİRLERİ
ABDURRAHİM KARAKOÇ BESTELENEN ŞİİRLERİ, ABDURRAHİM KARAKOÇ  ŞİİRLERİ, BESTELENEN ŞİİRLER,



ABDURRAHİM KARAKOÇ BESTELENEN ŞİİRLERİ




derskonum.com'un  değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.

Derskonum.com ailesi  olarak her dönem olduğu gibi yeni dönemde de sizler için kitap cevapları, konu anlatımı, pdf ders notları ile her zaman yanınızdayız..



Bu sayfamızda siz değerli takipçilerimiz için ABDURRAHİM KARAKOÇ BESTELENEN ŞİİRLERİ  üzerine bir paylaşım yapacağız. 


Siz de eğer bize ve tüm eğitim camiasına yardımcı olmak adına hazırladığınız yazılıları-notları-soruları-videoları paylaşmak isterseniz mail adresinden bize ulaşabilirsiniz.

İyi çalışmalar..

doğru konum= derskonum

destek olmak için lütfen paylaşınız


: derskonum.com



Hazırlayan: Mustafa ŞAHİN



ABDURRAHİM KARAKOÇ BESTELENEN ŞİİRLERİ



ABDURRAHİM KARAKOÇ BESTELENEN ŞİİRLERİ

TOPLAMDA 13 ŞİİR DERLEDİK DEĞERLİ TAKİPÇİLERİMİZ 

ŞİİR- 1- MİHRİBAN


Sarı saçlarına deli gönlümü

Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban!
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban!

Yâr deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban!

Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban!

Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban!

Boşa bağlanmamış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban!

Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor 
Mihriban!




ŞİİR- 2- UNUTURSUN MİHRİBAN

“Unutmak kolay mı? ” deme
Unutursun Mihriban’ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban’ım.

Zaman erir kelep kelep..
Meyve dalında kalmaz hep.
Unutturur birçok sebep
Unutursun Mihriban’ım.

Yıllar sinene yaslanır
Hâtıraların paslanır.
Bu deli gönlün uslanır...
Unutursun Mihriban’ım.

Süt emerdin gündüz-gece
Unuttun ya, büyüyünce...
Ha işte tıpkı öylece
Unutursun Mihriban’ım.

Gün geçer, azalır sevgi
Değişir her şeyin rengi.
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihriban’ım.

Düzen böyle bu gemide
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban’ım.

(Dosta Doğru)Abdurrahim Karakoç





ŞİİR- 3  -- Ben Hep Seni Düşünürüm

Aşktan yana söz duyunca,
Ben hep seni düşünürüm.
Uçsuz hayaller boyunca,
Ben hep seni düşünürüm.

Yıldızlar kayar yüceden;
Renkler sıyrılır geceden;
Yüreğim sızlar inceden;
Ben hep seni düşünürüm.

Aklın ucu değer hiçe;
Yol ararım içten içe.
Kâinat uyur sessizce,
Ben hep seni düşünürüm.

Korkunun bittiği yerde,
Haz duyarım perde perde.
Bir mezar görsem bir yerde,
Ben hep seni düşünürüm.

Zaman hep sonsuza akar
Meyve dökülür, dal kalkar.
Çiçeklere bakar bakar,
Ben hep seni düşünürüm.

Rüzgâr eser ilden ile
Sağlıkta bitmez bu çile.
Vardan öte, Yokta bile
Ben hep seni düşünürüm.

(Dosta Doğru)Abdurrahim Karakoç




ŞİİR- 4- Sevgi yetmiyor

Boş yere yorulma gönül
Sevgi yetmiyor, yetmiyor.
Bülbül sevse de kurur gül
Sevgi yetmiyor, yetmiyor.

Sebepler var ağır basar
Seneler arayı keser
Sevilenler çabuk küser
Sevgi yetmiyor, yetmiyor.

Önü bahar, sonu hazan
Meyvesi ya şüphe, ya zan
“Yeter” desek bile bazen
Sevgi yetmiyor, yetmiyor.

Eğlence, düğün, toy gerek
Maddeden yüklü pay gerek
Daha bir sürü şey gerek
Sevgi yetmiyor, yetmiyor.

“Aşk” diyoruz, hani nedir?
Boyu nedir, eni nedir?
Denenmiş kaç bin senedir
Sevgi yetmiyor, yetmiyor.

Maddeleşir mânâ bile
Unutulur ana bile
“Can” dediğin cana bile
Sevgi yetmiyor, yetmiyor.

(Gökçekimi)




ŞİİR- 5-Suları ıslatamadım.


Savaştayım elli yıldır
Ömrüm geçti boşalt, doldur
Anlamadım bu ne hâldir
Bir gün silah çatamadım

Suları ıslatamadım.

Ekin ektim başak yılan
Kuşandığım kuşak yılan
Yorgan akrep, döşek yılan
Bir gün rahat yatamadım

Suları ıslatamadım.

Ne payem oldu, ne sayem
En doğruya varmak gayem
Düşüncemdir tek sermayem
Alan yoktur satamadım

Suları ıslatamadım.

Yolum yokuş, izim ayrı
Dilim yağsız, sözüm ayrı
Bedenimden özüm ayrı
Biri bire katamadım

Suları ıslatamadım.

Talipli yoktur sevgiye
Anlamadım, neden? Niye?
Canlar gücenmesin diye
Can attım, gül atamadım

Suları ıslatamadım.

(Suları Islatamadım)

Abdurrahim Karakoç


..


ŞİİR- 6- Seni Aradım


Omuzumda sevda yükü
Yollarda seni aradım
Beste beste, türkü türkü
Tellerde seni aradım

Girdim yeşilden sarıya
Sordum ölüye diriye
Çiçeği verdim arıya
Ballarda seni aradım

Aşk yalımı girdi cana
Gönlüm döndü gülistana
Gece gündüz yana yana
Küllerde seni aradım

Yorulup demedim yeter
Hasretin gözümde tüter
Kerem'den, Mecnun'dan beter
Çöllerde seni aradım

Bahçem çiçek bağım gazel
Birleşir ebedle ezel
Ayırmadım çirkin, güzel
Kullarda seni aradim

Ulaşmak icin rahmete
Katlandım binbir zahmete
Karışıp söze sohbete
Dillerde seni aradım

Şair: Abdurrahim Karakoç







ŞİİR- 7- AYNALARIN ÖTESİ

Her ne kusur varsa, geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar elâ gözlü yâr.
Mecnunlar Mevlâ’yı bulursa canda,
El olur Leyla’lar elâ gözlü yâr.

Güzel açar güzelliğin sergisin
Gün ağartır kara saçın örgüsün
Muhabbet faslında ölüm türküsün
Kim söyler, kim çalar elâ gözlü yâr.

Eştikçe iş çıkar işin içinde;
Gençliği hasret yer sevda göçünde.
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
Kar olur yaylalar, elâ gözlü yâr.

Alı al, yeşili yeşilde ara;
Ahirete gider kalpteki yara
Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
Dökülen ayvalar elâ gözlü yâr.

Vakit dolar, nakit biter kasanda
Sevgi bir kitaptır gönül masanda;
Okusan da olur, okumasan da...
Kapanır sayfalar elâ gözlü yâr.

(Dosta Doğru)

Abdurrahim Karakoç



ŞİİR- 8-Ayıp
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.


Ayların sırtında yıllar taşındı,
Sanma ki garibi eller düşündü.
Bebekler evlendi, yollar aşındı
Kozalaklar çınar oldu gel gayrı.


Hesap et, gideli sen gurbet ile
Otuz ay tutuldu kolay mı dile?
Hapisler, sürgünler, esirler bile
Sılasına döner oldu gel gayrı.


Gönlüm sende, gözüm yollarda durdu,
Saat isyan etti, takvim kudurdu.
Hasret hançerini bağrıma vurdu
Yüreciğim kanar oldu gel gayrı.


Emeği boşadır yuvasız kuşun...
Nerdeyse toprağa değecek başın.
Beni düşünmezsen kendini düşün
Herkes seni kınar oldu gel gayrı. 
Vur Emri(sh.66)





ŞİİR- 9 - Garibin Garip Türküsü


Sılada sılasız kaldım;
Suyum garip, aşım garip.
Ben kendime gurbet oldum;
İçim garip, dışım garip.

Bayram diye insem düze,
Düşman olur astar yüze.
Kattım geceyi gündüze;
Uykum garip, düşüm garip.

Temmuzda üşür gezerim,
Zemheride akar terim;
Dört mevsimde derbederim...
Yazım garip, kışım garip.

Felek bir gün rahat koymaz;
Çağırsam kaderim duymaz
Ayağım aklıma uymaz...
Gövdem garip, başım garip.

Parasız kesem suç olur.
Acıkıp yesem suç olur.
Sözüm var, desem suç olur.
Dilim garip, dişim garip.

Ben bu devre nerden geldim..
Kırk parçayı bire böldüm.
Bugün doğdum, dünden öldüm..
Vaktim garip, yaşım garip.

Koştum hakikat ardına,
Yandım ayrılık derdine,
Git, bak, ölüler yurduna;
Kabrim garip, taşım garip.

(Dosta Doğru)






ŞİİR- 10- ECELE DOĞRU


Hayat kapısından tek tek
Her giriş ecele doğru.
Toprakta sürünür bebek
Her karış ecele doğru.

İster yürü, ister bekle
İster çıkart, ister ekle
Geç kaldım diye gam çekme
Her varış ecele doğru.

Ayaklar zemine değer
Analar yavrusun döğer
Kalpten damara kan yağar
Her vuruş ecele doğru.

Yürü, koş, uyu, otur, kalk
Yukarı bak, aşağı bak
Dört yana dönmeyi bırak
Her duruş ecele doğru.

Bir el yapar, bin el bozar
Gün alçalır, gölge uzar
Önü kundak, sonu mezar
Her yarış ecele doğru.

(Suları Islatamadım)Abdurrahim Karakoç





ŞİİR- 11-AŞK HİKAYESİ

Başımdan bir kova sevda döküldü 
Islanmadım, üşümedim, yandım oy! 
İplik iplik damarlarım söküldü 
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy! 


 Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
 Anladım ki kendi gönlüm dar bana
 Alev dolu bardakları yâr bana 
Sunuverdi içtim içtim kandım oy! 


 Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
 Ne zamana, ne kendime alıştım
 Kırk senede yedi hasret bölüştüm 
Yedi dünya bana düştü sandım oy! 


 Gönül şahinimi yordum gerçeğe
 Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
 Teselliden kanat kırdım gerçeğe 
Tecellinin sinesine kondum oy! 
 Yasaklı Rüyalar(sh.60)






ŞİİR- 12- İKİNİN BİRİ- SULATANIM
Can özümden besmeleyi çekende
Dil yanmazsa ben yanarım sultanım.
Hak uğruna bir sefere çıkanda
Yol yanmazsa ben yanarım sultanım.

Arzuhâlim ulaşırsa divana
Korkarım ki taban değer tavana
Çiçeğimden zerre girse kovana
Bal yanmazsa ben yanarım sultanım.

Göz utanır gönül dostu görünce
Can tutuşur candan selâm verince
Bülbül olup bir bahçeye girince
Gül yanmazsa ben yanarım sultanım.

Aşıklık içimde doğduğu zaman
Taş yanar gözyaşım yağdığı zaman
Mızrabım sazıma değdiği zaman
Tel yanmazsa ben yanarım sultanım.

Üzülmedim erkenine geçine
Akıl yordum herşeyine, hiçine
Söküp yüreğimi atsam içine
Göl yanmazsa ben yanarım sultanım.

Alev alev ruhta, canda bu ateş
Bakmakla görülmez bende bu ateş
Bırakılsa hangi günde bu ateş
Yıl yanmazsa ben yanarım sultanım.

Dosta mektup yazma vakti gelirse
Yazar, postalarım kısmet olursa
Mektubumun mahiyetin bilirse
Pul yanmazsa ben yanarım sultanım.

(Dosta Doğru)

Abdurrahim Karakoç

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

sponsor reklamı

SPONSOR REKLAMI

derskonumesnk