sponsorlu reklam Admatic -sponsor

12 Mart Günün Anlam ve Önemi Konuşması

2 MART GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİ KONUŞMASI
12 Mart Günün Anlam ve Önemi Konuşması, 12 MART KONUŞMASI, 12 MART GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİ KONUŞMASI, 12 MART İSTİKLAL MARŞI KABULÜ KONUŞMASI, 


derskonum.com'un  değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.


Derskonum.com ailesi  olarak her dönem olduğu gibi yeni dönemde de sizler için kitap cevapları, konu anlatımı, pdf ders notları ile her zaman yanınızdayız..



Bu sayfamızda siz değerli takipçilerimiz için 12 Mart Günün Anlam ve Önemi Konuşması üzerine bir paylaşım yapacağız. 


Siz de eğer bize ve tüm eğitim camiasına yardımcı olmak adına hazırladığınız yazılıları-notları-soruları-videoları paylaşmak isterseniz mail adresinden bize ulaşabilirsiniz.

İyi çalışmalar..

doğru konum= derskonum

destek olmak için lütfen LİNK paylaşınız


Günün Anlam ve Önemi
Milletlerin hayatında geleceklerine yön veren önemli olaylar kilometre taşı niteliğinde abidevi şahsiyetler vardır. Genç nesillerin iyi yetişmeleri, geleceğe güvenle bakabilmeleri, millet hayatında yeni değerlerin ortaya çıkabilmesi ve milli şuurun ayakta tutabilmek için bunları hatırlamak gerekir
İşte kara günlerimizin göstergesi, kahramanlık destanımız, heybetli kimliğimiz, yurt severlik ve özgürlük aşkımız İstiklâl Marşı ve milletimizin sinesinden çıkarak onun acılarını, umutlarını kararlılığını " Hayal ile yoktur alkış verişim, her ne demişsem görüp de söylemişim " diyerek abideleştiren Mehmet Akif...
Her yıl 12 Mart tarihi İstiklal marşının kabulü ve  Mehmet Akif Ersoy'u anma günü olarak kutlanırdı Bu yıl 12 Mart hafta sonuna rast geldiğinden program bugüne bırakıldı
İstiklal Marşı'nı anlamak için onun hangi şartlarda yazıldığını bilmemiz ve çerçevede değerlendirmemiz gerekmektedir.
İstiklal Savaşının elemli ve buhranlı günlerindeyiz. İzmir gitmiş, Bursa düşmüş, Afyon kaybedilmiş. Düşman orduları ,Türk yurdunun her yanına sokulmuş. Türk milleti tarihinin en karanlık günlerini yaşamaktadır.
Akif, Kuvayi Milliye' nin Ege' deki merkezlerinden Balıkesir' e gider Burada halktan aradaki ayrılıkları kaldırmalarını, düşmanlara karşı birleşmelerini isteyip, herkesi yurt savunmasına çağırır. Meclisin açıldığı günlerde "Artık burada duracak zaman değildir," diyerek Ankara' ya gelir. Meclisin önünde Akif'le karşılaşan Mustafa Kemal " Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz." der
Anadolu iç isyanlarla karşı karşıyadır. Kurtuluş Savaşı sürerken Akif Kastamonu camilerinde yaptığı konuşmalarda milli ve manevi değerlerin tehlikede olduğunu belirterek Müslümanları birliğe, düşmana karşı savaşmaya ve çağırır. Bu konuşmaların yayımlandığı dergi ve gazeteler Anadolu' nun bütün illerinde, sancaklar ve kazalardaki idarecilerle okutturulur. Kitaplar, broşürler şeklinde yeniden basılarak cephelere, köylere dağıtılır.
Aralık 1920' de Kastamonu' dan Ankara' ya gelen Mehmet Akif Mustafa Kemal "Kastamonu' daki vatanper mesainizden çok memnun oldum. Sevr antlaşmasının memleket için ne kadar f eci bir idam hükmü olduğunu Sebilürreşat kadar hiçbir gazete neşretmedi. Manevi cephemizin kuvvetlenmesine Sebilürreşat' ın büyük hizmeti oldu. Bunun için bilhassa teşekkür ederim. der.
Genel Kurmay Başkanı İsmet Paşanın Saldırgan düşmana karşı Anadolu'da tutuşan heyecanı koruyacak; vatan sevgisini ve inancı canlı tutacak ve gelecekte milli bir marşımız olacak marşın hazırlanması teklifinden sonra Yarışmaya 734 şiir katılmış Ama hiçbiri istenilen özellikte bulunamamıştır
Mehmet Akif ise "Milletin kurtulacağını para ile mi söyleyeceğiz " diyerek bu yarışmaya katılmamıştır
Hasan Basri yarışma için konan ödülün ona verilmeyeceğine dair güvence verince
- O halde yazalım. Deyip yazmıştır
İstiklal Marşı "Korkma!" seslenişi ile başlar. Buradaki korku ifadesi sıradan bir korku olmayıp her karış toprağı şehit kanları ile yoğrulmuş aziz vatanımızın kaybedilme endişesinin dillendirilmesidir Bu en olumsuz durumlarda dahi ümitli kalabilmenin bir ifadesidir. Çünkü esaret de ümitsizlik de bize yakışmazdı
Bir başka dizesinde ise : Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın." Diye gençlere seslenir. Vatanın korunması, bastığı yerleri toprak diyerek geçmeyen; bu topraklar altında kefensiz olarak yatan şehit dedelerini unutmayan vefalı bir gençliğin eliyle olacaktı
Öyle de oldu. Milletimizin hür yaşama azmi ve aşkı Mustafa Kemal gibi eşsiz bir liderin başkalığında bizlere yeni ufuklar açacaktı . Ezelden beridir hür yaşamış ve bundan sonra da yaşayacak olan milletimiz vatanına ve istiklaline yönelmiş olan bu çılgınca ve hayâsızca saldırılara elbette boyun eğmeyecekti.
Mustafa Kemal "Bu marş bizim inkılâbımızı anlatır,
İstiklal Marşı'nda, istiklâl davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim bölümü de
"Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl"
Benim bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar, işte bunlardır.
Akif İ ise : O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. - Fakat bir gün bile ümidimizi kaybetmedik, asla yeise düşmedik. Zaten başka türlü çalışabilir miydik? Ne topumuz vardı, ne tüfeğimiz... Fakat imanımız büyüktü: O şiir, milletin o günkü heyecanının bir kıymetli hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz... Onu kimse yazamaz... Onu ben de yazamam... Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım...

Sevgli gençler, İstiklâl Marşını sevmek, ülkemizi sevmektir,
İstiklal Marşını coşkuyla söylemek, ülkemize , bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır.
Bağımsızlığınıza sahip çıkmak ise, onurumuza sahip çıkmaktır.
İstiklâl marşı ve bayrak törenlerinde bizlerin göstereceği ciddiyet ve coşkunun derecesi bize bırakılan yüce mirasa ne denli sahip çıktığımızın göstergesi olduğundan; bayrak törenlerine karşı her zamankinden daha duyarlı olmak, bağımsızlık sevdası ile bu toprağa düşmüş şehitlerimize karşı boynumuzun borcu olmalıdır. Ancak o zaman İstiklâl Marşımızın yazarı üstad Mehmet Akif Ersoy'un "Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın" duası gerçekleşir.

Konuşmamın sonunda hem bu yüce destanı yazan ustayı, hem de yazdıran sayısız kahramanı rahmetle anarken, son sözü yine üstadın dizelerine bırakıyorum:
Mehmet Âkif Ersoy diyordu ki " Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırtmasın." Ama Mehmet Âkif Ersoylar hep olsun.

Gönül BATTAL
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni

ÖRNEK 2
12 Mart İstiklal Marşının kabulü Konuşması
Üç kıtada şanlı zaferlerle fetihler yapmış, 23 milyon km2’ye sahip olmuş, küreselleşen dünyaya inat 6,5 asır adaletiyle ayakta durmuş olan Osmanlı İmparatorluğu, girdiği 1. Dünya Harbi’nden yenik çıkmıştır. Emperyalist devletlerce vatan toprakları işgal edilmiş, halkımız adeta her taraftan bir soykırıma tabi tutulmuş binlerce ocak acımasızca yok edilmiştir. Tarihi şanla şerefle yazılı Türk milleti Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Anadolu yarımadasında “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolası ile hareket ederek İstiklal Savaşı’na başlamıştır. Tabi bu savaşa yakışacak ömür boyu unutulmayacak bir şiire ihtiyaç duyulmuştur ve 1.TBMM hemen hazırlıklara başlamıştır.

Yıl 1921
Şanlı ordumuz Eskişehir İnönü önlerinde zaferle çıkmıştır. Şanlı bayrağımızın ve kahraman Türk milletinin simgesi olacak milli bir marş yazılması için milli eğitim bakanlığı tarafından bir yarışma açılmış ve kazanana para ödülü verileceği açıklanmıştır. Ülkenin her tarafından pek çok şair duygulu ve heyecanlı şiirleriyle yarışmaya katılmıştır. Mehmet Akif Ersoy’un yarışmaya katılmadığı görüldü. Nedeni sorulduğunda “Milli Marş para ile yazılmaz”. Cevabını verdi. Arkadaşlarının ısrarları üzerine ve kazanırsa ödülünü kahraman orduya vereceği şartı ile yarışmaya katıldı.
Türk milletinin zaferini, yüceliğini ve bayrağımızın kutsallığını en güzel duygularla anlatan istiklal marşı yarışmaya katılan 724 şiir arasından seçilerek MEB bakanı Hamdullah Suphi tanrı öven tarafından büyük millet meclisinde okundu. Bütün milletvekillerince büyük bir coşku ve heyecan içerisinde iki defa ayakta dinlenen istiklal şiiri 12 Mart 1921 de TBMM tarafından milli marşımız olarak kabul edildi.

Peki, kimdir bu şair Mehmet Akif?
Hasta adam Osmanlının gürbüz nadir çocuklarından biri, halkın tescillediği milli bir şair, ideal bir öğretmen, branşına hâkim bir veteriner, cesur bir gazeteci, kurtuluş savaşında iyi bir asker, Türk gencine ufuk çizen fikir ve aksiyon adamı bir politikacı, bir gönül insanı hayatı vatan hasreti ile biten ve vefa beklediği gözlerden cefa çeken bir garipti o. Hayata veda edeceği anda hocam kalk bir istiklal marşı daha yaz ki kıymetini anlasınlar diye haykıran talebesine “Allah bir daha bu millete istiklal marşları yazdırmasın” diyen kutlu bir vatanperverdir o.
Bugün vesilesi ile rahmet ve minnetle anıyoruz. Sözümü onun şanlı bir anlamlı sözleriyle son vermek istiyorum.

Sahipsiz olan memleketin batması haktır,
Sen sahip olursan, bu vatan batmayacaktır. .
Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için, geçmişe kalkıp sövemem,
Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım…
— Boğamazsın ki
— Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam,
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam,
Doğduğumdan beridir aşığım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle.
Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum,
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum,
SAYGILARIMLA


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

sponsor reklamı

SPONSOR REKLAMI

derskonumesnk